Ecnebî okullarında ya da Avrupa Başkentlerinde okuyan pek çok zeka özürlü; muharrir olmuş, hâle dair çözüm ve çareler öneriyordu. Okuduğu mekteplerin niçin kurulduğunu, hangi amaca hizmet ettiğini, kendisine neden ilgi duyulduğunu bir defa dahi düşünemeyenler; mesailerinin tamamını medeniyet sarayını yıkıp, yerine gece kondular kurmaya adamıştı. Niçin eleştirdiğini ya da neyi önerdiğini bilmeden yazıyor, tartışıyorlardı. Ne var ki tarih şuurundan ve medeniyet bilincinden mahrum bu ameliyeler dikkatle izleniyor, zaman zaman en muteber tasarruflar olarak addediliyordu.