Qazaxıstan universitetlərindən birinin qəzetində çalışan bir tanışımın vasitəsi ilə gənc müəllim və tələbələrlə münasibətim yarandı. Universitet qəzeti deyərkən çox da qeyri-ciddi bir mətbu orqanı ağlınıza gətirməyin. Əməlli-başlı redaksiya heyəti, ofis, normal yazılar, işgüzar mühit... Tələbələrin təşkil etdikləri məclislərdə, tədbirlərdə,
Yazar Hatice Kübra Tongar hanımefendinin okuduğum ilk kitabı. Lisans eğitimlerini Psikoloji, Sosyoloji ve Çocuk Gelişimi alanlarında sürdüren Tongar,Bezm-i Elem Vakıf Üniversitesi'nde Aile danışmanlığı eğitimini teorik, pratik ve süpervizyon düzeyinde tamamlayarak ve okul ikincisi olarak ‘Aile Danışmanı' ünvanını aldı. Arel Üniversitesi'nde Psikoloji, üniversitesinde Çocuk Gelişimi alanında
yüksek lisans yaptı. Şu an Nörobilim alanında doktora eğitimini sürdürmektedir.
Kitabın içeriğine gelecek olursak:
Her bölümü ayrı konulara ayrılan,ve konu başlarında ayetler eşliğinde yazarın kısa ama öz örneklerini görüyoruz.Değinilmesi gereken bir çok konuya doğruya-yanlışa ve en önemlisi nasıl olması konusunda öneriler vermiş.
Etkilendiğim üç bölüm var;ilki:haz canavarı çocuklar meydana getirmeden önce onlara yoksunluk duygusunu da öğretmenin önemi.İkincisi:Anne babanın çocuğuyla bir sorun yaşadığında çocuğuna değil kendisine sabretmesinin elzem olduğu.Üçüncüsü:Kardeş kıskançlıklarının Habil ve Kabil'de veya Hz.Yusuf'ta olduğu gibi fıtrat da var olduğu buna imkan vermeden nasıl kardeş bilinci aşılanmalı.Hepsi birbirinden kıymetli teorik bilgiler.Bence önemli olan teoriği bilmeye gayret edip vakti geldiğinde dua ve takdire göre elden geleni yapabilmek.Emanetçi olacağımız evlatlarımıza efendilik taslamadan, onlarla yeniden doğup en güzel deneyimleri ve Allah'ın rızası dahilinde birer ebeveyn olmak duasıyla.Okuyacak herkese verimli mânâ dolu okumalar dilerim.
Dîsa li ber otogarekê bûm çenteyê min û betanîya min li kêleka min bû li ber dîwarekî runiştîbûm . Min çavê xwe gerand li hundirê otogarê , gelo kesek hebû alîkarîya min bike . Çend kes di ber min re derbasbûn û bi çavekî dilşewat li min nêrîn lê bi rêya xwe de çûn , qet nepirsîn , ne gotin ma ev pîrêjin gelo bi tena serê xwe çi dike li ber vê
Bizler Hz. Adem olsak, insan- i kamil makamında dursak ,bir yavrumuz 'Habil' olmayi seçerken digeri 'kabil' olmakta israr edebilir. Böylesi zamanlarda bize düşen sey; adil, duyarlı ve ağzı dualı olmaktır.