Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Köyde yetişen genç bir kız olan Emine ile zengin Ekrem beyin aşk hikayesi... Kemalettin Tuğcu bir nevi şehirli ve köylü hayatını kaleme almış.. Tatmin edici bir okuma oldu benim için.
Annemin Hikayesi
Annemin HikayesiKemalettin Tuğcu · Damla Yayınevi · 200055 okunma
Konuyla veznin, vezinle kelimenin uygun düştüğü şiirleri başarılı addeden Fikret, bu bağlamda Abdülhak Hâmit'in “Döner vâdîde dûrâdur bir ses, rûdlar çağlar” mısrasındaki “dûrâdûr” ve “rûdlar” kelimelerine işaret ederek vezinle birlikte kelimelerle örtüşmesinin sağladığı ahengi örnek gösterir. Dolayısıyla Fikret, konuya uygun vezni ve vezne uygun kelime seçimini şiirin ahengini sağlayacak tamamlayıcı bir unsur olarak ele almış; bu ahengin sağlanacağı nazım şekli olarak da serbest müstezadı işaret etmiştir.
Reklam
"Tanzimat döneminde edebiyatın “akılcılık” ilkesine göre yeniden inşa edilmeye çalışılması, metafizik düşüncenin yavaş yavaş edebiyatın dışına itilmesine neden olmuş; bu yüzden yeniden inşası hedeflenen edebiyatın da kendisine bir "güzellik" nosyonu inşa etmesi gerekmiştir." Emine Tuğcu
Tevfik Fikret'in dediği şekliyle edebiyat, kişinin “elinden tutup” ona güç vererek ayağa kaldıracak niteliğe sahip olmalı ki "hastalık”ın bertaraf edilmesi mümkün olsun. Ancak çağının edebiyatı ona göre "sahih edebiyatın” kurallarını uygulayarak “başarılı” eserler üretmesine rağmen toplumu galeyana getirecek, efradın heyecanını açığa çıkaracak samimiyetten yoksundur. Bu "eksiklik” hissi, edebiyat tarihçileri tarafından da sahiplenilerek "eksiklik hissini” tanımlama aracına dönmüştür. Bu bakış açısına göre sosyal fayda ilkesine dayanmayan bu bağlamda işlevsel bir amaca hizmet etmeyen edebiyat anlayışı "eksik" ve "hastalıklı" addedilmektedir.
Kaplıcalar da hubanların götürüldüğü mekânlardandır. Emine Tuğcu'nun şöyle diyor: "İshak Çelebi'nin şehrengizinde de, güzeller cennette bulunduğuna inanılan Kevser suyundan daha güzel bir suyu olan havuzda, yine bedensel özellikleriyle ön plana çıkartılarak tasvir edilir. 'Gül endamlı1 güzeller suya atladıklarında sanki 'ham gümüş' gibi potaya dökülmekte, suya daldıklarında ise bulutun arkasına gizlenmiş bir aya benzemektedirler."
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Hem öksüz hem yetim olan Emine’ye, annesinin teyzesi Hasene Hanım sahip çıkar. Bu hanım, yeğeninin hastalığı döneminde epey borç altına girer, ölümünden sonra da borçları ödemek zorunda kaldığı için zar zor geçinirler. Hasene Hanım, Emine’yi okula gönderemez. Küçük kız bütün gün apartmandakilerin getir götür işlerine koşar. Mahalledeki çocuklar onu aralarına almaz, mikroplu diye kimse yanına yanaşmaz. Emine saatlerce takunyacı amcayı izler, onunla konuşur. Açlıktan zayıf düşmesine rağmen kimseden bir şey istemez, verildiğinde ise kaçar. Emine’nin diğer bir ismi ise Gülçin’dir. Gülçin okumayı kendi kendine öğrenir, gazete dağıtmaya başlar. Zaman içinde dürüstlüğüyle çalışkanlığıyla herkesin takdirini toplar, sevilen bir kişi olur. Gazete işinden sonra birkaç yerde daha çalışır ve sonunda kendi dükkanını açar. Artık o herkesin Gülçin ablası olur. İşinde gösterdiği başarıdan dolayı dükkanın üstündeki daireyi de satın alır. Azmin, çalışkanlığın, dürüstlüğün önemini anlatan harika bir roman.
Gülçin Abla
Gülçin AblaKemalettin Tuğcu · Erdem Çocuk Yayınları · 201221 okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
Okuyup sonrasında çocuklara okutacağım bir kitabın yazarı dikkatimi çekti araştırdım ve hayret ettim gerçekten de 211 eser, 5 çeviri, 5 film ve çocuk edebiyatı ödülü Bu kitaba gelirsek Trafik kazasında kocası öldükten sonra apartmanda masraflarını karşılamak için terzilik yapmak zorunda kalan ev hanımı Müzeyyen Hanım ve onun Yetimler Güzeli kızı
Yetimler Güzeli
Yetimler GüzeliKemalettin Tuğcu · Damla Yayınevi · 200864 okunma
Oglancılık hakkinda daha fazla bilgi için başvurun bunlara
KAYNAKÇA AKGÜNDÜZ, Ahmet, İslam Hukukunda Kölelik-Cariyelik M üessesesi ve OsmanlI'da Harem, 5. basım, Osmanlı Araştırmaları Vakfı Ya- yını, 2000. AKKAYA, Mustafa, "17. Yüzyılın İlk Çeyreğinde Üsküdar'da Köle Ti- careti, Kölelerin Ticaretle Uğraşması",/dergi/ makaleler/hakem/TARIH137_1105.doc (erişim tarihi 19.10.2016). AYDEMİR,
Sayfa 266 - KaynakKitabı okudu
Oglancılık olmasa hamam kültürü gelişmez desene
BULUŞMA YERLERİ Erkeklerin çok baskın olduğu toplumda kadm-erkek ilişkilerine çok sıkı yasaklar getirilmiş, fakat oğlanlarla konuşma, görüşme olanağı yaratılmıştı. Oğlancıların kullandığı alanların başında hamamlar ve hamam odaları gelmektedir. Ana metnini aktaracağımız Dellakname-i Dilküşa (Gönül Açan Tellaklar) adlı risalede hamamların iç yüzü pek açık olarak gösterilmiştir. Bu tür risalelere ve şiirlere hammamiyye denilmiştir. Hammamiyyelerde anlatılan güzellerin tümü oğlanlardır. Bu tür, Osmanlı dönemi edebiyatının özgün bir parçasıdır.Kaplıcalar da hubanların götürüldüğü mekânlardandır. Emine Tuğcu'nun şöyle diyor: "İshak Çelebi'nin şehrengizinde de, güzeller cennette bulunduğuna inanılan Kevser suyundan daha güzel bir suyu olan havuzda, yine bedensel özellikleriyle ön plana çıkartılarak tasvir edilir. 'Gül endamlı1 güzeller suya atladıklarında sanki 'ham gümüş' gibi potaya dökülmekte, suya daldıklarında ise bulutun arkasına gizlenmiş bir aya benzemektedirler
Sayfa 109 - KaynakKitabı okudu
31 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.