Birinci Ağıt
Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Artık Shakespeare gibi yazmayacağım. Bu yüzden yavaşlamak zorunda kalıyorum, özellikle de sözcükleri çoğu kişi gibi uzun şekilde yaz maya çalışırken. Odessa’da yine sıcak bir gün. Gökyüzü, ufku bile örtemeyen, mükemmel pürüzsüz soluk beyaz bir buluttan oluşan yüksek bir çarşaf gibi. Küçük yazı çantam açık hâlde dizlerimin üstünde, limana doğru
Kitabın başında yazar, kitabı “Momo ya da zaman hırsızları ile çalınan zamanı insanlara geri getiren çocuğun tuhaf hikayesi” olarak tanımlamıştır. Momo kıvırcık saçlı, siyah, iri gözlü küçük bir kızdır ve sekiz ya da on iki yaşında olup olmadığını kimse söyleyemez. Kitap onun hikayesini anlatıyor. Hikaye belirsiz bir rüyalar ülkesinde ve belirsiz bir zamanda geçiyor. Ama bu hikayede prensler, büyücüler, periler yok. Hikayedeki hiçbir şey günümüz dünyasındakilerden farklı değil. Bizim gibi yaşayanlara, bizimki gibi şehirler anlatılıyor. Hikâye okunurken insan ilişkilerinin nasıl donuklaştığı görülür. Başka bir deyişle, insanlar aşk, dostluk ve dostluk gibi değerlerden nasıl mahrum kalırlar. Aslında hem bizleri hem de geleceğin insanlarını bekleyen sorunlar bunlar. Üstelik etkileyici ve sürükleyici bir üslupla anlatılıyor, ders anlatır gibi değil, bir peri masalı akıcılığında.
MomoMichael Ende · Pegasus Yayınları · 201766,3bin okunma
Herhangi bir selvanın herhangi bir yerinde herhangi birisi şöyle dedi: Şu uygar insanlar ne tuhaf Hepsinin kollarında saatleri var, ama hiçbirinin zamanı yok.
Homeros’un destanlarından biri olan Odysseia’nın yakın tarihimize evrilmiş modern bir versiyonu diyebiliriz Ulysses için. ‘’Ulysses’’ İthaka Kralı Odysseus’un adının Latince türevidir. Tıpkı Odysseia gibi on sekiz bölümden oluşan Ulysses’te bu bölümlere ek olarak üç farklı bap bulunuyor. Neden üç bap altında bölümlere ayrıldı peki? Çünkü her
Rota yayınlarının siyah beyaz kitaplar serisinden olan
Özgüven 'i inceleyelim.
Kitap öncelikle kavram olarak öz güvenin ne olduğundan bahsederek başlıyor. Devamında ise neden kendimize güvenmediğimiz, öz güvenimizi nasıl inşa edebileceğimiz ve bunu neden kaybettiğimize dair sorulara yanıt niteliğinde satırlarla devam ediyor.
Öz güven,
“İnsanlar kendilerini korumak için tuhaf şeyler yapıyorlar. İnsan, korktuğu zaman kalbini kapatıyor ve sonra da doğru zamanı bulamıyor. Ancak kalbini açarsan, şansını deneyecek kadar cesur davranırsan zaman da sana destek oluyor.”