Döndük mü Tehafütü’t-Tehafüt mantığına :)
*Tehafütü’t-Tehafüt : Tutarsızlığın tutarsızlığı
Bilimlerin sahip olduğu olağanüstü şeyleri inceleyen kimse, peygamberlerin mucizeleri hakkında anlatılan şeyleri hiçbir zaman Allah'ın kudreti için imkânsız görmez.
Hz. İbrahim'in mucizesine karşı Gazzali'nin filozoflara malettiği itiraz ise müslümanlar arasında zındıklardan başkası tarafından yapılmamıştır. Çünkü filozofların bilgeleri, Şeri'atın ilkeleri üzerinde konuşmayı ve tartışma yapmayı caiz görmemişlerdir.
Rüşd Hazretleri veriyor dumanı :)
Gazzali'nin, "Bizim amacımız, ancak filozofların savlarını kuşkulu bir duruma sokmaktı ki, bu da gerçekleşmiştir" sözüne gelince, bu amaç Gazzali'ye yakışmamaktadır ve bilgindeki bir sürçmeye işarettir; çünkü bilgin, bilgin olması bakımından, kuşkular uyandırmayı ve akılları şaşkınlığa düşürmeyi değil, yalnızca gerçeğe ulaşmayı amaçlar.
Herhangi bir şeyde akılla kavranabilen değişik bir takım durumların bulunması, bu durumların nefsin dışında öze eklenmiş nitelikler olmasını gerektirmez; çünkü bu durumlar yokluk ve görecelik ifade eden durumlardır, işte bundan dolayı eski filozoflardan kimileri görecelik kategorisini, nefsin dışında bulunan varlıkla, yani on kategori arasında saymamışlardır. Bununla birlikte, Gazzali ileri sürdüğü kanıtta kendisine eklenmiş bir kavramı olan her şeyin, nefsin dışında fiilen bulunan eklenmiş bir anlamı gerektirdiğini ifade etmektedir. Aslında bu kanıt yanlış olup, safsatadan ibarettir.
İbn Rüşd'ün başyapıtı olarak kabul edilen ve Gazzali'nin tezlerine yanıt veren "Tutarsızlığın Tutarsızlığı"'na gelince: İbn Rüşd, Gazzali ve Eşari ekolünün temel tezlerine yanıt verirken aynı zamanda Aristotelesçi tezleri bütünüyle savunan ilk Müslüman filozof olmuştur. Bu savunmanın sonraki yıllarda Osmanlı dönemin de de ilgiyle karşılandığını görüyoruz.
Sayfa 387 - KafkaKitabı okudu
