XIX. asrın ilk yarısında Türk şiirinin manzarası bir bakıma geçen asırlardan pek farklı değildir. Nedim'den sonra ârazı iyiden iyiye görülen, fakat başlangıcı daha evvele çıkan bir zevk bozulması ve dağılışı, ilhamın umumiyetle küçük ve kelime, ifade oyunlarına dayanan buluşlardan öteye geçememesinden gelen bir yoksulluk, mesnevilerde Nâbî'den beri çalışılan fakat bir türlü sırrı bulunamayan bir yerli icat arzusu, daha ziyade nesre ait hususiyetlerin artması, bu yarım asrın şiirinin de esas vasıflarıdır. Hamlesini yöneltecek, dağınık tecrübelerine düzen verecek ana fikirden mahrum olduğu için bayağılıktan öteye geçemeyen bir realizm ve yerlilik zevki (Nedim'den ziyade Enderûnlu Fazıl'a bağlanması doğru olur), daha ziyade değerlerin zayıflamasından gelen bir nefsine düşkünlük teşhiri, söyleyecek hiçbir şeyi olmayan insanların vakit geçirmek için konuşmasını andıran yârenlik edası, ilk göze çarpan şeylerdir. Ne halk ifadesine ve diline karşı gittikçe artan ilgi, ne nazirecilik dolayısıyla sık sık eserlerine dönülen eski şairlerin tesirleri, ne de geçen asrın sonunda, yani Galib'in musammatlarla yapmaya çalıştığı geniş nefesli ve hamleli şiir tecrübesi ve yine onun tesiriyle hızını arttıran Mevlevi ve tasavvufi ilham bu çözülüş manzarasını değiştiremez. Sanki bütün pınarlar kurumuş ve insan çırılçıplaktır. Ve sanki insanın yerine aruz vezninin bizzat kendisi ortada dolaşıyor, halk ağzından ve hayattan topladığı ifadeler üzerine tek başına küçük, mânasız oyunlarını yapıyordu.
1)A.H.Tanpınar, XIX.Asır Türk Edebiyatı Tarihi
2)İ.Hakkı Uzunçarşılı, Midhat Paşa ve Rüşdü Paşa Muhakemesi; İbnülemin Mahmud Kemal İnal, Osmanlı Devletinde Son Sadrazamlar, Cilt 7-8.
3)Midhat Cemal Kuntay, Namık Kemal
4)İbrahim Necmi Dilmen, Edebiyat Tarihi Dersleri
5)Alfred de Musset, Bir Zamane Çocuğunun İtirafları
6)Schiller,
Türkiye'de çağdaş anlamda edebiyat eleştirisi Tanzimat'tan sonra başladı. Batılılaşmanın ilkin daha çok edebiyat alanında ortaya çıkması ve Batılı türlerin Türkiye'de üretilmesinin temelde siyasal bir tavır alışı belirtmesi, edebiyat eleştirisinin de genel bir dünya görüşünün bir parçası olarak ele alınmasına yol açtı. İlk eleştirmenlerden Beşir
Türk romancı, öykücü , şair, öğretmen, çevirmen, edebiyat tarihçisi, siyasetçi.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Cumhuriyet neslinin ilk öğretmenlerinden olan Ahmet Hamdi Tanpınar; "Bursa'da Zaman" şiiri ile geniş bir okuyucu kitlesi tarafından tanınmış bir şairdir. Şiir, hikâye, roman, deneme, makale, edebiyat tarihi gibi birçok alanda eser veren sanatçının
Hayatının en verimli çağında, otuz sekiz yaşında üniversiteye hoca ola-
rak tayin edilmesi, Tanpmar’a şahsiyet ve kabiliyetini daha disiplinli bir şe-
kilde geliştirme ve cıvıl cıvıl zekâsını son asır Türk edebiyatı ve medeniyeti
üzerine teksif etme imkânını verdi. Büyük emeklerle hazırlanan «XIX. asır
Türk edebiyatı tarihi; ve yeni Türk edebiyatına dair orjinal görüşlerle dolu
diğer makale ve araştırmaları bu yılların mahsulüdür. Tanpınar üniversiteye
geldiği yıl, ben de üniversiteden yeni mezun olmuş ve asistan olarak kalmış-
tım. 1939 yılından ölüm tarihi olan 24 Ocak 1962 ye kadar, milletvekili seçil-
diği ve Avrupa’ya gittiği zamaplar müstesna hemen hemen her gün bu son
derece canlı, ve neşeli ve yaratıcı şahsiyetin yanında bulunmak ve onunla ko-
nuşmak saadetine nail oldum. Sonsuz denebilecek bir tecessüsü, okuma iştlha-
sı, sanat zevki, ince sezişleri, vazife duygusu ve insani meziyetleri vardı. Ke-
limenin en hakiki mânâsıyla Avrupalı fakat aynı zamanda da en derin ve
güze! şekilde mili! idi Türk tarih ve medeniyetini kendi deyimi ile «şahsî bir
hayat macerası gibi yaşamış*, onun başarılarıyla beraber eksikliklerini de
İçinde duymuş ve büyük bir vuzuhla görmüştü.