Stefan Zweig edebiyatta Pasifizmi temsil eder ve hatta denilebilir ki, o muazzam edebi sunumuyla Pasifizmi bilim dünyasının kucağına olgunlaştırıp vermiştir. Yahudi olmasına karşın, tıpkı Kafka gibi Siyonizm’in açık bir destekçisi olmamıştır. Her insan doğduğunda birtakım kimliklerle gelir dünyaya. Milleti, dini gibi…Herkes kadar, kendi milletine
« Kreutzer Sonat » olarak da bilinen, Ludwig Van Beethoven’ın keman ve piyano için yazdığı 9 numaralı sonat, bir çok sanatçının eserlerine, esin kaynağı olmuştur. Sonat, büyük yazar Tolstoy’uda etkilemeyi başarır. Tolstoy’ 1889 yılında yazdığı bu uzun hikayeye aynı ismi vererek yayım hayatına sunar.
Beethoven’in bu güçlü eserinin hikayemizde
"Onu sadece ben, hem de aşırı bir biçimde yürekten, öylesine dolu dolu severken, ondan başkasını bilmez ve görmezken, ondan gayrı bir varlığım yokken, nasıl olur da onu bir başkası sever, sevebilir."
"Henüz tanışıklığımızın ilk anından itibaren özlerimiz öylesine uyuşmuştu ki; bu durum evvele dayanan bir yakınlık, beraber edinilen hatıralar, onun kalbinde silinmeyecek bir iz bırakmıştı."
"Peki, neden bu kadar acı dolusun, ey denizlerin hâkimi? Ey, Hümeyra... Mezardaki uykun ne kadarda ağır, ne vakit uyanıp o şeker sesinle şakıdığın nağmelerin çınlatacak kulaklarımı..."