Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Radyo konserlerinden başka bir etkinliği olmayan bu grup dağıldıktan sonra Mesut Aytunca yeni bir grup için kolları sıva­ dı. 1965 yılıydı. Bu yıl yerli rokçular için bir dönüm noktası ol­ muştu. Çünkü Hürriyet gazetesi o yıl yerli müzik gruplarının katılacağı "Altın Mikrofon Yarışması"nı ilk kez düzenlemişti Türkçe sözlü rock müziğinin temelini atan bu büyük organizas­ yon o kadar çok ilgi görmüştü ki, ülke çapında yüzlerce gru­ bun kurulmasına vesile oldu. Mesut Aytunca, ritim gitarda Erol Bilem, bas gitarda Berç Kürkçü, bateride Koray Yılmaz (St. Be­ noit' da öğrenci) ve vokalde Muzaffer Güler' den oluşan grubuy­ la Altın Mikrofon Yarışması' na katıldı. "Kaşık Havası" ile üçün­cü oldu. Final İzmir Efes Oteli'nde yapılmış, halk jürisi birinci­ liği Yıldırım Gürses'e, ikinciliği Mavi Işıklara vermişti. Yarış­ madan sonra Siluetler İzmir ' de kaldı ve Efes Oteli'nde çalışma­ ya başladı. Bu, grubun ilk profesyonel işi oldu.
Sayfa 178 - YKY yayınları ekım 2004Kitabı okudu
Radyo konserlerinden başka bir etkinliği olmayan bu grup dağıldıktan sonra Mesut Aytunca yeni bir grup için kolları sıva­ dı. 1965 yılıydı. Bu yıl yerli rokçular için bir dönüm noktası ol­ muştu. Çünkü Hürriyet gazetesi o yıl yerli müzik gruplarının katılacağı "Altın Mikrofon Yarışması"nı ilk kez düzenlemişti Türkçe sözlü rock müziğinin temelini atan bu büyük organizas­ yon o kadar çok ilgi görmüştü ki, ülke çapında yüzlerce gru­bun kurulmasına vesile oldu. Mesut Aytunca, ritim gitarda Erol Bilem, bas gitarda Berç Kürkçü, bateride Koray Yılmaz (St. Be­ noit' da öğrenci) ve vokalde Muzaffer Güler' den oluşan grubuy­ la Altın Mikrofon Yarışması' na katıldı. "Kaşık Havası" ile üçün­ cü oldu. Final İzmir Efes Oteli'nde yapılmış, halk jürisi birinci­ liği Yıldırım Gürses'e, ikinciliği Mavi Işıklara vermişti. Yarış­ madan sonra Siluetler İzmir ' de kaldı ve Efes Oteli'nde çalışma­ ya başladı. Bu, grubun ilk profesyonel işi oldu. Monkees'den
Sayfa 168 - YKY yayınları ekım 2004Kitabı okudu
Reklam
Ben Tanrı’ya benzer, Tanrı’dan olmuş Türk Bilge Kağan, Tanrı irâde ettiği için, hâkanlık tahtına oturdum. Ey milletim, ey hânedânım! Sözlerimi dikkatle dinleyin! İleride gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar bütün milletler şimdi bana tâbidir. Bugünkü gibi kargaşa olmaksızın Türk Hâkanı Ötüken’de
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
Maalesef Fethi Okyar’ın ruhu 1980’de 24 Ocak Kararları ile Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Devlet Bahçeli ve hele hele Recep Tayyip Erdoğan olarak geri gelecekti.
Sayfa 150Kitabı okudu
"Toplumda karşılaştığımız akli dengesi olmayan insanların ve daha önceden bir tarikata giden insanların şeyhlerinden bade içmediği zaman akli dengelerini yitirdiklerini söyledi. Zamanını hatırlamıyorum ama cezbe, titreme ve yanma meydana gelmeye başladığı zamanlar sır odasına giderek bade olayını yaşadım. Bu şekilde kaç defa badelendiğimi hatırlamıyorum. Uğur Hoca geçmiş evliyalardan örnekler vererek onlardan kıssalar anlatırdı. Benim gibi Uğur Hoca'nın sır odasına eniştem Ercan K., Çetin Ç., Yılmaz Y., İlyas Ç., Mesut K., Taharcı Ahmet Ş., Taharcı Ahmet'in hanımı Birgül Ş., bayanlardan da akrabamız Şengül C. isimli şahısların Uğur Hoca tarafından badelendiklerini biliyorum."
Sayfa 108 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"O tarihlerde bazı cemaat üyeleri Uğur Hoca'nın bazı cinsi sapıklıklarının olduğu konuşuluyordu. Dergâhta sır odası denilen bir yer vardır. Burada Uğur Hoca dergâhta kimse olmadığı sırada müridiyle baş başa kalır. Dergâhta başkaları varsa sır odasının kapısını kilitler. İlk önce içeri aldığı cemaat üyesi şahsın ağzına parmağını sokar. Bunu güya 'nur akıtıyorum' diye yapar. Sonra kendinden geçen şahsın başını cinsel organına götürerek oral seks yaptırır gibi cinsel organını emdirir ve sonrasında hoca boşaldığında spermlerini şahsa yutturur. Uğur Hoca genelde bu cinsi sapıklıklarını Mesut K., Ahmet C., Yılmaz Y., soy ismini bilmediğim Çetin, Ali Rıza Ç., Metin, Murat ve ismini bilmediğim cemaat üyelerine yapmaktadır. Ben Uğur Hoca'ya yakın olduğum için 2009 yılından bu yana yaptığı bu sapıklıkları gördüm."
Sayfa 90 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Sapık şeyh'in eşinin ifadesi,
"Benim eşim Uğur Korunmaz'ın dergâha gelen müritlere badeleme adı altında bir eylemde bulunduğuna, bay ve bayanlarla cinsel ilişkiye girdiğine kesinlikle inanmıyorum. Bunların iftira, yalan olduğunu düşünüyorum. Ben dergâha gelen isimlerden Mesut, Ahmet, Ümit ve Yılmaz isimli şahısları tanırım. Mesut isimli şahıs bize bayramlarda ailesi ile birlikte gelir gider. Diğerlerinin evimize gelip gitmeleri yoktur. Dergâha gittiklerini bilirim. Eşim ile mutlu bir evliliğimiz vardır. Eşim ile aramızda karı koca ilişkisi normaldir. Aramızda cinsel yönden herhangi bir sıkıntımız yoktur. Biz mutlu bir aileyiz. Benim eşimden herhangi bir şikâyetim yoktur."
Sayfa 60 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Sapık şeyhin ifadesinden,
"Ahmet C. benim müridim olur. Ahmet'i çok kereler badeledim ve ters ilişkiye girdim. Ahmet C. dergâha kendi yakınlarını ve akrabalarını getirirdi. "Yılmaz Y. benim müridim olur. "Ümüt S'yi sadece badeledim. Cinsel ilişkiye girmedim. Ümüt yanında kardeşi Muhammet ve eşi Ayşe S.'yi getirdi. Ayşe'yi çok kereler
Sayfa 56 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
"Benim eşim ilk önce gelmek istemiyordu. Ben ısrar edince geldi. Eşimin de hoca ile cinsel ilişkiye girdiğini sonradan öğrendim. Hoca dergâha götürmem için mürit bulmamı istiyordu, yani sohbetlere çevremizde bulunanları götürmemizi istiyorlardı. Benim eşim sürekli sohbetlere giderdi ama ne yaptığını bana önce söylememişti. Ben de eşime 'Hoca (şeyh) ne derse yaparsan iyi olur' demiştim. Ama eşimin hoca ile cinsel ilişkiye girmesini söylememiştim. Geçen yıl bu işin ters olduğunu anladım, artık midem kaldırmıyordu ve dergâha gitmemeye başladım. Sonra eşim sıkıntı yapmaya başladı. Yani eşimin psikolojisi bozuldu. Psikolog doktora götürdüm ve bir daha dergâha gitmedim. Dergâha gidenlerin bu şekilde badelendiğini ve cinsel ilişki yaşadıklarını öğrendim. Dergâha giden benim tanıdığım Mesut, İlyas, Yılmaz ve ismini hatırlamadığım birkaç kişi daha vardı. Eşlerinin de gittiklerini duydum. Bu şekilde dini inancımızı istismar ederek bizleri yanıltıp benden ve eşimden cinsel yönden faydalanan ve dinle bir ilgisi olmayan özellikle Uğur Korunmaz isimli şahıstan davacı ve şikayetçiyim. Tamamen kontrolümüz dışında bizleri sömürdükleri için gerekli cezanın verilmesini istiyorum. Bu kişilerin varlığı toplum için tehlike oluşturmaktadır."
Sayfa 44 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Dergâhta hatırladığım kadarıyla Yılmaz, Mesut, Ümüt, Muhammed, Çetin, İlyas, şoför Murat ve Zonguldaklı Murat, Metin isimli kişilerin Uğur Hoca'nın dergâhında olduklarını biliyorum. Çünkü beraber zikir ve hatmelere katıldık. Onların da bade ve tabi olayları yaptıklarını tahmin ediyorum. Ancak gözümle görmedim. Bayanlardan ise benim dergâha getirdiklerimden hariç kimseyi tanımıyorum."
Sayfa 21 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Yerine Mesut Yılmaz geldi. Mesut, Alman sermayesine bağlıdır. Dünya görüşü Almanlardan yanadır. Almanlar ile Washington arasındaki sürtüşme, aksırmak ile nezle olmak arasındaki ünlü yakıştırmaya da uygun olarak, bağlı olanlara daha çok büyüyerek yansıyor. Mesut, Washington'a karşı, örnek olsun, bir Turan Güneş'ten daha kişilikli davranabildi. Bunun için bakanlıktan uzaklaştırıldı ve Türkiye, Alman dünya görüşüne tam karar kılmadan da parti başkanı ve başbakan olma şansını yüksek görmüyorum.
Sayfa 428Kitabı okudu
20 Haziran 1986 günü Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in başkanlığında, Başbakan Turgut Özal ve Genelkurmay Başkanı Necdet Üruğ, Devlet bakanı Mesut Yılmaz ve diğer üyelerinin katılımıyla toplanan Atatürk Yüksek Kurulu, Türk-İslam sentezini temel alan resmi bir kültürün bütün millete aşılanmasını öngören, üzerinde "gizli" damgası vurulmuş bir rapor kabul etmişti
Bkz. 2000'e Doğru, sayı 4, 25-31 Ocak 1987. Raporun tam metni için bkz. Saçak, sayı 44, Eylül 1987, s. 29
Siyasette çıkarlar öndedir. Birbirini Aklar Dururlar
POAŞ’ın Özelleştirilmesi. Petrol Ofisi AŞ'nin (POAŞ) özelleştirilmesi ihalesinde görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla kurulan soruşturma komisyonu, 31 Mayıs 2000’de ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve eski bakan Işın Çelebi hakkında, 5’e karşı 9 oyla "Yüce Divan'a göndermeye gerek olmadığına" karar verdi. atin.org/detail.asp?cmd=...
434 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.