Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et; Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet, Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir; Zaman ona kan damlayan dişlerini gösterir, Bu zavallı sürü için ne merhamet, ne hukuk; Yalnız bir sert bakışlı göz, yalnız ağır bir yumruk!..
Mehmet Emin Yurdakul
Mehmet Emin Yurdakul
Öğrencilerimden Her Gün Bir Şiir
*** Ben Bir Garip Pişmaniye Yaşlı, genç, zayıf ve şişman. Bunu bir yiyen bir de yemeyen pişman... Emek ve fedakarlık ister işte bunu gerektirir zaman, Bu çile zorludur bu ateş harlı bu yol çok yaman... Erittiler zavallı şekeri bir mum gibi, Yağı koydular cızladı o garip yüreğim gibi. Olmuştum sanki hapisten tahliye olan bir mahkum gibi.... Ama çilem daha bitmemiş ki, çekmeye başladılar kulağımı, bir masum çocuk gibi. Ah sormayın dostlar, ne kadar pişmanım. Ne arayanım var ne de soranım. Dostlar ben kim miyim, bir garip pişmaniye. İnsanoğlu sana afiyet olsun, bir tabakta beni ye... M.A
Reklam
Ağa Camii, Nazım Hikmet
"Ağa Camii; Havsalam almıyordu bu hazin hali önce Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım; Allahımın ismini daha çok candan andım. Ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen! Böyle sokaklarda ki, anası can verirken, Işıklı kahvelerde kendi öz evladı var... Böyle sokaklarda ki, çamurlu kaldırımlar, En kirlenmiş bayrağın taşıyor gölgesini, Üstünde orospular yükseltiyor sesini. Burda bütün gözleri bir siyah el bağlıyor, Yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor. Kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu, Anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu Bu imansız muhitte öyle yalnızsın ki sen Bir teselli bulurdun ruhumu görebilsen! Ey bu caminin ruhu: Bize mucize göster Mukaddes huzurunda el bağlamayan bu yer Bir gün harap olmazsa Türkün kılıç kınıyla, Baştan başa tutuşsun göklerin yangınıyla.."
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Çünkü hiçbir çocuk bunu hak etmez!
Bugün bildiğiniz üzere anneler günü. Ve her sokağın başında bir çiçek satıcısı olduğu aşikâr. Yarım saatlik bir yürüyüş boyunca en az 5-6 tanesine denk gelmişimdir. Hepsinin önünden geçerken çiçeklerine baktım; çiçeklerin güzelliklerine, ihtişamına, renklerine... Yalnız tek bir tanesinde çiçeklere değil de satıcıya takıldım. Eminim ki yer tutmak adına sabahın kör vakti kalkmış, sokağın başına yerleşmişti. Dikkatimi çeken şey satıcı kadının arkasındaki çocuk oldu. 2-3 yaşlarında ya var ya yok. Yüzünü görebildim sadece. Yerde bir kutunun içinde boynuna kadar çekilmiş battaniyesinin altında nasıl da usulca uyuyordu. Masumiyet akan yüzüne annesinin çaresizliği ve bir iki müşteri bulup para kazanmanın umudu yansımıştı. Görmeliydiniz, o an tek isteğim tüm çiçekleri satın alıp annesinin çocuğu alıp varsa evlerine gitmeleriydi. Fakat bırakın tüm çiçekleri almayı bir tanesi için bile verecek param olmadığından gözlerim çocuğu izleyerek eve doğru ilerledim. Aklım zavallı çocuktaydı. Bilirsiniz özel günlerde çiçek satan kesim genelde Romen tayfasından olur: Yaygaracı, senden benden zengin, hiçbir şeyi hak etmeyenler diye nitelendirilir çoğusu tarafından. Hatta yanından geçerken bile tiksinerek, korkarak geçer insanlar. İnanın insanların ne düşündüğü umrumda bile değil. Ne olursa olsun hiçbir çocuk sabahın ayazında buz gibi betonun üstünde, bir kartonun içinde uyumayı hak etmiyor!
"Senin gibi çocuk katili olmayı reddediyorum netanyahu!" Sloganları atmak için neyi bekliyorsunuz acaba gerçekten merak ediyorum... Ama o yemiyor değil mi? Bundan 80 yıl sonra israil yıkılmışken de sizin gibileri çıkıp netanyahunun arkasından sallayacak, çünkü artık netanyahu yok olmuş olacak. Sahte samimiyetiniz laf kalabalığından öteye geçemiyor, bugün israile dur diyemeyen o gün de Almanya'da olsa yine ağzını açacak cesareti bulamayacaktı. Siz hep böylesiniz işte. Tehlike savuştuktan sonra hukukçu kesiliyorsunuz. Ama ne var biliyor musunuz? Geç kalmış adalet adalet değildir işte... İşinize gelince insan hakları, yahudiler öldürülünce soykırım, ama konu Filistin olunca herkes sus pus. yahudiler insan da Filistindekiler değil mi? Gerçekten baydı artık yahudi ajitasyonunuz... Sizin derdiniz Hitler ya da soykırım falan değil. Popüler Kültürün ve siyonist medyanın oyununa gelmiş zavallı bir güruhtan fazlası değilsiniz. Mazlumun yanında olmak yetmiyor, zalimin karşısında da olabilmek gerekir ama işte o yürek istiyor. He o da sizde yok. Demek ki neymiş? Okumak yetmiyormuş, insan olmak daha fazlasını gerektiriyormuş... Gerçekten insan olabilmeniz, vicdanınızın çifte standartlarından kurtulabilmesi temennisiyle.
Oğuz Aktürk

Oğuz Aktürk

@distopikokur
·
29 Aralık 2020 18:58
Senin gibi bir çocuk katili olmayı reddediyorum Hitler!
YouTube kitap kanalımda II. Dünya Savaşı hakkında harika kitaplar önerdim: ytbe.one/i39P66Sv65s Bugüne kadar 482 tane kitap okumuşum ve 1000kitap sitesinde de 4 yıl boyunca iyisiyle kötüsüyle 254 adet kitap incelemesi yazmışım. Peki benim bu kadar kitabı okumamı sağlayan ve Auschwitz-Birkenau toplama kamplarını bizzat gördükten sonra
Ben Bir Garip Pişmaniye
Sen Anlayabilir misin Mısraların Dilinden şiir ekibimin baş kahramanlarından çok sevdiğim ve kendisine hâlâ değer verdiğim bir Ögrencimin kendisine ödül kazandıran bir mizahı şiiri beğenilerinize 🙂 Yaşlı, genç, zayıf ve şişman. Bunu bir yiyen bir de yemeyen pişman... Emek ve fedakarlık ister işte bunu gerektirir zaman, Bu çile zorludur bu ateş harlı bu yol çok yaman... Erittiler zavallı şekeri bir mum gibi, Yağı koydular cızladı o garip yüreğim gibi. Olmuştum sanki hapisten tahliye olan bir mahkum gibi.... Ama çilem daha bitmemiş ki, çekmeye başladılar kulağımı, bir masum çocuk gibi. Ah sormayın dostlar, ne kadar pişmanım. Ne arayanım var ne de soranım. Dostlar ben kim miyim, bir garip pişmaniye. İnsanoğlu sana afiyet olsun, bir tabakta beni ye... M.A
Reklam
Sizler, tüm umutları kesilmiş insanlarsınız! Sizler, dört duvar arasına mahkûm olmuş insanlarsınız! Sizler... sizler, dışarıda ve içeride hiçbir işe yaramaz, dünyaya yalnızca gün saymaya gelmiş zavallı insanlarsınız! İşte buraya bir silah koyuyorum, işte umutlarınız ve yaşamınızı kısıtlayacak, birinizi daha hayattan silebilecek gerçeklik; bunu
"Ne olduğu bilinmez dünyaya çocuk getirmek, tıpkı yaşamaya mahkum edilmiş zavallı esirlere üye kazandırmaya benzer."
Sixteen Tons Nedir Biliyor musunuz?
"Bazı insanlar der ki insan çamurdan yapılmıştır Zavallı adamcağız kas ve kandan yapılmıştır Kas ve kan ve deri ve kemikler Zayıf bir zihin ve kuvvetli bir sırt Onaltı ton yüklersin, eline ne geçer Daha da yaşlanıp daha da borca batarsın Aziz Peter beni çağırma çünki gidemem Ruhum şirkete zimmetli Güneşin ışıldamadığı bir sabah
932 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.