Ömrün meşakkı çekilirse yalnız muhabbet sayesinde çekilir. Hayatın bir lezzeti varsa yalnız muhabbettir. Muhabbet ne büyük bir lezzettir ki insan cefasında da başka bir lezzet bulur. Muhabbetle yaşayanlar nasıl yaşasa memnun yaşıyor, muhabbet için ölenler nasıl ölse memnun ölüyor. Siz şimdi belki muhabbet neden hasıl olur diye düşünürsünüz. Nenize lazım? Gönlünüzde muhabbet yok mu? Peyda etmeye çalışın. Var mı? Etrafınıza bakın. Yerleri daima bahar, gökleri daima Şafak görürsünüz. Her yaprak nazarınızda canlanır, bir tuti kuş kesilir. Size tatlı tatlı gönlünüzün sırrını, sefasını söyler. Her bulut gözünüzün önünde açılır, bir tel gömleğe döner. Size hayalmeyal sevdiğinizin sinesini, gerdanını gösterir.
Sonra Hızır Musa'ya demiş ki: "Sen bana sabredemezsin." O da "sabrederim" demiş. Ama Hızır fakir balıkçının teknesini delince, tekne su alıp yan yatınca, balıkçı buna feryat figan edince, eee, ne yapsın Musa? "Bak gördün mü, sabredemiyorsun işte" demiş Hızır. Musa da "Tamam bundan sonra karışmam" diye
- Hiç kuşku yok ki her insanın içinde bir öfke canavarı, acı çeken kurbanın haykırışlarından aşırı zevk duyan bir şehvet canavarı, zincirinden boşalmış bir canavar, hastalıkların, romatizmaların, hasta böbreklerin vb. verdiği acılarla beslenen bir canavar yatar. Bu okumuş, aydın ana baba daha beş yaşındaki zavallı kızlarına her çeşit işkenceyi,
Çocuklar çok kolay ölür. Çok çok daha kolay. Henüz kökleşmemişler, yerleşmemişlerdir. Daha korunma sezgileri bile yoktur. Zavallı ve iğrenç alışkanlıklar ediniyor insan. Geçmişe dönüp yeniden çocuk olalım ve bekleyelim ölümü.
Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;
Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,
Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir;
Zaman ona kan damlayan dişlerini gösterir,
Bu zavallı sürü için ne merhamet, ne hukuk;
Yalnız bir sert bakışlı göz, yalnız ağır bir yumruk!..
“Tavşanlara bakabilirim ben yine de, öyle değil mi?”
Uzun zamandır okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Bazı kitaplar vardır, insanın kalbine dokunur, içine çeker, sanki bir parçasıymışsınız gibi hissettirir. Fareler ve İnsanlar bana bunları yaşattı.
Çiftliklerde beş kuruş kazanmak için kilolarca arpa çuvallarını sırtlanmak; pis yatakhanelerde