Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyada Osmanlı Türk'ünden başka dini uğruna canını fedaya tartışmasız hazır bir millet ve asker yoktu.Asker başına on şiling yerine elli ingiliz lirası teklif etsek, yine de yüzümüze çarparlar, dünyaya rezil oluruz.
Ey İlah-i Âlemîn ! Milletimiz kadar dinin uğruna evlâdını kurban etmiş bir başka millet var mı ?
Reklam
2 Şubat 1917 Bugün artık Kafkas'ın buzlu dağlarının silsilesine veda ederek, her adımında boğuk boğuk inleyerek ve karlı etrafına bakarak bir kovuk arayan hudutsuz bir ölüm mahşeri olan o dağlardan kanı donmuş, gözler büyümüş, karşısında yangın olsa dahi ısınamayan ve her uzvu döne döne esen rüzgârlarla sarsılan insanlar o zalim boralardan, derin girdaplardan, kanlı kayalardan, lanetli rüzgârlardan, gözleri kör eden karanlıklardan, boğucu sislerden uzaklaşarak; o uçsuz bucaksızlığına, nûrâniyetine, o heybetine hürmet edilen çöle ayaklarımız girmek üzere Tel-Ermen köyüne ulaştık
Ayaklarına çuvallar bağlanmış katırlar aşağıdan çıktılar; ön cepheye top, tüfek, malzeme götürüyorlardı. Yanlarından geçerlerken Charles onlara bakarak: - Savaşıp, başkasının elinden neyi var, neyi yoksa almaya kafa yorduğumuz kadar ilme önem versek, herhalde insanlık olarak daha kolay refaha kavuşuruz, dedi.
Sayfa 346Kitabı okudu
Reklam
Kimsede takat kalmamıştı; kimse bulunduğu yerden kımıldamıyordu. Yalnız Molla Kazım geriye doğru sürünüyordu. Belki bir fırsat daha ele geçmezdi; can yoldaşı Pütürgeli Bilal'in isteğini yerine getirmeliydi. Pütürgeli Bilal'in yanına gelince, düşmandan oldukça uzaklaşmıştı. Başucunda dikilmiş, bakıyor, soluk alıp verirken, hava değil de ateşi ciğerlerine çekip bırakıyordu. O karayağız, idealist, dost insan kanlı bir et parçasına dönmüştü. Tazelenen göz yaşlarıyla beraber boğazından acı bir hıçkırık fırladı. Üç-beş metre yukarıdan bir ses duydu. -Hemşehrim,defnetmek mi istiyorsun? Bir türlü önüne geçemediği hıçkırıkların arasından cevap verdi. -Evet. Yanına iki asker geldi,sağdaki sordu. -Nereye götüreceğiz? Kesik kesik cevap verdi. -Bir yere götürmeyeceğiz buraya defnedeceğiz. Sırt kazmalarını çıkarıp, eşmeye başladılar. Molla Kazım da, ''Nereye götüreceğiz?'' diye soranın küreğiyle atarken , hıçkırıkları seyrekleşiyor, ama gözyaşları hiç azalmıyordu. Diğerinin sesinde içli bir derinlik vardı. -Akraban mıydı? -Hayır. -Arkadalındı demek ki. -Evet -Kardeşle aramızdaki yakınlığı kader kuruyor. Arkadaşlığa ise kafa,gönül,ideal, irade de karışıyor. Bunun için kimi arkadaşlara insan daha yürekten acıyor.
"Fazla ihtiras insanda değil kurnazlık, sıradan bir kişideki kadar bile akıl bırakmıyor. Talihten medet umacağımıza, temkini elden bırakmamalıydık."
Sayfa 440
Zabit efendiye söyle gözümün nuru Muratım ; sen bizim İsmailimizsin .Seni biz Allah yolunda kurban gönderdik . Nasıl ki kurbanlık koçlar kınalanıyorsa , ben de saçlarına kına yaktım .
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.