"Onların yazılarında Batı ile ilgili olarak sevgi ve kinle karışık bir duygu; Batı kültürüne sevgi, Batı'nın sömürü zulmüne kin, açıkça görülmektedir."
Sayfa 55 - Yöneliş YayınlarıKitabı okudu
"En güzel ibadet Kur'an'ı anlamaya çalışmaktır."
Sayfa 135 - Yöneliş YayınlarıKitabı okudu
"Toplumda çatışma fazla olursa ilerleme de o ölçüde az olur "
Sayfa 70 - Yöneliş YayınlarıKitabı okudu
"Ali' nin siyasal yolu hep din içindi, Muaviye'nin siyasal yoluysa bütünüyle dünya için"
Sayfa 89 - Yöneliş YayınlarıKitabı okudu
"Çok güvenmek de hatalıdır, hiç güvenmemek de..."
Sayfa 156 - Yöneliş YayınlarıKitabı okudu
Müslümanlar, tarih boyunca bir takım yanlış davranışlarda bulunmuşlarsa, bu Kur’an’ın suçu değil, İslam’ın gerçeğini anlamakta yetersiz kalmalarına ya da ondan yanlış bir pay çıkarmalarına karşın müslümanlann önderi olma savında bulunanların suçudur.
Sayfa 67Kitabı okudu
"Gerçek müslümanlar, yeni dünyanın değişimlerini kabul etmeliler mi, etmemeliler mi?"
Sayfa 169 - Yöneliş YayınlarıKitabı okudu
Hiç bir dinin izleyicilerinin yaşayış tarzı, onların dini inançlarının doğru ya da yanlış oluşuna kanıt olarak gösterilemez.
Sayfa 67Kitabı okudu
“Cesur ol. Risk al. Hiçbir şey deneyimin yerini tutamaz.”
Sayfa 145 - Yöneliş YayınlarıKitabı okudu
"Seyyid Cemalettin, İngiltere'yi sadece bir sömürü gücü değil, müslümanların güçlü bir düşmanı olarak görmekte ve İngiltere'nin hedefinin İslam'ı yok etmek olduğuna inanmaktaydı."
Sayfa 119 - Yöneliş YayınlarıKitabı okudu
La Bruyere (Fransız düşünür)
Eğer ben [vatanımda] çileli ve güçsüzsem vatanımın büyük ve güçlü olmasının ne yararı olur?'
Sayfa 175Kitabı okudu
"Zeki ve ileri görüşlü bir liderin çıkışı, bir hareketi sapmadan ve yararsız işlerden alıkor."
Sayfa 37 - Yöneliş YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı boyunduruğuna girdiklerinden beri Türkleri, aynı dinden olmaları nedeniyle kendilerine yabancı saymıyorlar ve Sultan'a boyun eğiyorlardı. Türkler de genel olarak, onlara saygı duyuyorlar, özellikle de Arap kültür ve dilini erdemin göstergesi sayıyorlar ve onu Türk kültür ve dilinden üstün tutuyorlardı.
Sayfa 9Kitabı okudu
Mısır topraklarının merkezinin ele geçirilip buradaki yönetimin yerini Osmanlılar'ın aldığı H. 922/M. 1517 yılından bu yana öteki Arap ülkeleri gibi Mısır da bilgisizlik ve düşünsel karanlık içinde yaşıyordu.
Sayfa 7Kitabı okudu
