Bilimin ve akılcı düşüncenin hakim olduğu, değer gördüğü
ülkelerde refah ve huzur da hüküm sürüyor. Bu ülkelerin özellikle
20. yüzyıl ortalarından itibaren eğitime ayırdıkları bütçenin gittikçe
arttığını ve eğitim sistemlerini iyileştirmek için sürekli çaba
harcadıklarını görebilirsiniz. Geçen sayımızdaki Barack Obama
röportajını okuduysanız hatırlayacaksınız. Özellikle bu dönemde
ABD’de STEM (Bilim, Teknoloji Mühendislik ve Matematik eğitimleri)
konusunda ciddi bir atılım yapıldı. Hatta STEM’e bir de A (Art-Sanat)
eklendi ve STEAM oldu. Kuşkusuz ABD, eğitimde yaptığı bu olumlu
hamlenin sonuçlarını önümüzdeki 5-10 yıl içinde alacaktır.
STEAM eğitimlerinin ortaöğretim müfredatına daha fazla dahil
edilmesi konusunda başka ülkeler de çalışmalar yapıyor. Fakat bu
eğitimlerin öğrencilere daha fazla ödev verip test çözdürecek sıkıcı ek
dersler olduğu gelmesin gözünüzün önüne. 21. yüzyılın çocuklarının
dikkat süresi çok kısa. Tam bir bilgi bombardımanı altındalar ve
STEAM destekli bir müfredatın uygulanabilmesi için kullanılan
yöntemler, yaratıcılık, beceri ve bilimsel bir yaklaşım gerektiriyor.
Dahası öğrencilerin sürekli gözlenerek gerektiğinde sistemin
güncellenmesi de şart.
Keza eğitim konusunda her daim başı çeken Finlandiya bile geçen
sene eğitim sistemi konusunda önemli değişikliklere gitti. Kısaca
gelişmiş ülkeler daha iyi bir eğitim sisteminin daha iyi bir geleceğin
Yazı işleri müdürü Jacob Ward anahtarı olduğunun bilincinde. Peki ya biz?
Önceleri sorularıma neden cevap alamadığımı
anlayamıyordum, şimdiyse soru sorabileceğime nasıl
inanabildiğimi anlayamıyorum. Ama gerçekte inanmıyordum
ki, soruyordum sadece.
Sevgili küçük Kırlangıç" dedi Prens, "bana akla hayale sığmaz şeyler anlatıyorsun, ama erkeklerle kadınların çektikleri acılardan daha akla hayale sığmaz bir şey yoktur. Yoksulluktan daha büyük bir sır olamaz."