Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Arif Ada Cengiz

Arif Ada Cengiz
@arifadacengiz
Psikoloji
Üniversite
İstanbul, 1 Kasım 2005
14 okur puanı
Şubat 2023 tarihinde katıldı
Hem, bilebilip bilemeyeceğimizi önceden bildiğimiz şeyleri bilmek, neye yarar ki oysa, bilemeyeceğimiz kuşkusuyla giriştiğimiz konularda, düşünülebilir birşeyi düşünebileceğimiz sınıra dek düşünmek yoluyla, sonunda, bir 'sonuca varma' olarak olmasa da, bir yolu yürümüş olma olarak, derinlikli görüşlere varabiliriz.
Reklam
İşte, 'anı', 'bura'nın karşıtıdır : yalnızca 'sonra'sı değil - 'ora'dan geçip 'bura'ya gelinmenin 'iz'i falan değil : şimdiki 'bura'nın o zamanki 'bura'yı örtmesi, kapatması, silmesidir. Anı, artık burada olmayan bir ânın içeriğidir - yani burada olmayanın buradalık içinde belirişidir.
Sokaklarda dolaşacağım bitkin düşünceye dek, yalnız yaşamayı öğreneceğim ve gözlerine bakmayı geçen her yüzün ve aynı kalmayı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir tek o duruyordu. İstiklal'in ortasında. "Ne yapıyorsun dedim. Görüşmeyell ne kadar yanlış hesaplarsam hesaplayayım, en az yedi yil olmuştu Duruyorum' dedi. Ben de durdum. "Çok zaman geçti" dedim. "Durmak susmayı içermez" dedi. Sustum Zaman uzamaya başladı. Sordum. "Henüz durduramadım" dedi "ama yavaşlamış olabilir. Daha fazla duramadım. Tünel den aşağı inip vapura bindim, Kadıköy Park büfede bol turşulu hardallı bir sosisli yuvarlayıp eve doğru yürümeye devam ettim. zili çalmadım, gözümde bir yaş damlası oluşmadı, kapıyı açıp kendimi olduğu gibi kanepeye bıraktım Sigara almak için kalkamadım, kahve yapmak için kalkamadım, ağrımaya başlayan belimi terlemeye başlayan vücudumu rahatlatmak için kalkamadım çalan kapıyı açmak ve iyice kararan odayı aydınlatmak için kalkamadım: kalkamamışım. Sabaha doğru eğer bir sivrisineğin bir kere soktuğu doğruysa, yedinci sivrisinekten sonra kalkıp mutfağa gittim gözlerimi açmadan büyük bir bardak su içtim. Koridora çıkıp yatağa ulaştım, yataktaki soğuk gövdeye sarılıp uyudum, uyumuşum....
Reklam
Zaman tıpkı terk edilmiş ahşap bir kulübenin imgesi gibi, hayatındaki ilk kadının yitişi gibi, bir alabalığın şarabı sevememesi gibi, istemsiz bir ereksiyon gibi, sertleştiriyor belleği. Kırılganlık sert olanın değil, sertleşmiş olanın inceliği
"hoş geldin" dedi. "geldim" dedim. "nasılsın" dedi "lylyim" dedim. "ee" dedim "yani aynı mi hala daha?", "olmaz" dedi, "niye" dedim, "halbuki oldu yani biliyosun, niye gitmek zorunda kaldım, niye sanki dönemedim, niye kendimi birkaç yüzyıl ötesindeki bir dünyada yürür gibi hissettim bu şehre geri geldiğimde ve niye evime gitmek yerine farkında olmadan buraya geldim".. "karar veremiyorum" dedi. "karar vermek de istemiyorum". "o zaman karar verme" dedim. elimi cebime attım, cebimdeki bozuk parayı çıkardım, "bana doğru at parayı" dedi. "o zaman tura" dedim... firlattım parayı para havada adeta cine 5'de oynayan bir film gibi ağır ağır dönüp ayaklarının dibine düştü.. dönmeye başladı.. sonra üstüne bastı. ayağını çekti... "bak" dedim, baktı, "söyle" dedim, "yazı" dedi. döndü merdivenlerden çıktı, eğildim, iki tarafı da tura olan parayı alıp cebime koydum.
Sanırım değişmeyen tek şey hiçbir şeyin değişmediği. Hepinize delirmenizi tavsiye ederim...
Reklam
Pire bir kan emicidir, tıpkı insanın içine çöreklenen eski bir kadın gibi.
Hava -belki buna inanmayacaksınız ama- yitirilmiş eski sevgilinin, yıllar önce yine eski ve kalabalık bir şehrin orjiye hazırlandığı karlı bir günde, ona aldığınız kazağı giymiş olarak karşınıza çıkması gibiydi.
Her şey ters görünüyordu, mavi bile... Bütün herşeyleri birleşik yazmaya karar verdi.
K.alan
Gitmediği o günü anımsadı, henüz gitmemiş olan kadının bacaklarına başını koyduğunda, radyodan sızan tanıdık bir sesin 'Insan niye sevdiğini öldürür?' dediğini. Bir de o esnada başını okşayan kadının "neyin var?" sorusuna verdiği cevabı. Neyse, çok fazla neyse... Korkarak girdi bardan içeri, belirsiz bir davet ve rock'n roll vardı. Korkarak çıktı bardan, belirsiz bir lodos ve yeni bir kadın vardı. Hangisi daha çok acıttı, anlayamadı...
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.