...bir kadın tüm bunların farkına vardığı o derin uykusundan uyandığında, mutluluğun, bir erkeğin onurunda ve egemenliğinde olmadığını anlar. Cömertliğinde ve şefkatinde de değildi; kadının ruhunu erkeğinkine bağlayan sevgideydi...
Bir kadın tüm bunların farkına vardığı o derin uykusundan uyandığında, mutluluğun, bir erkeğin onurunda ve egemenliğinde olmadığını anlar. Cömertliğinde ve şevkatinde de değildi; kadının ruhunu erkeğinkine bağlayan sevgideydi.
...”Kucaklaşmamıza uygun bir ziyafet aradık ama geleneklerinizle daralttığınız, cehaletinizle karartıp arzularınızla kirlettiğiniz bu dünyada bulamadık.”
Cehalet içindeki halklar en soylu çocuklarını yakalayıp zalimin zulmüne teslim eder; ülkeler kendilerini sevenleri ve kurtaranları gözden düşürüp onlara zulmetmekle beslenir.
“Yasa, bir kötülüğe daha büyük bir kötülük ile karşılık vermek midir? Töre, bir yanlışı daha büyük bir yanlış ile düzeltmek midir? Adalet, bir suçu daha büyük bir suç ile cezalandırmak mıdır?”
“Dünyada hiçbir kuvvet, aşkın kuşattığı, karşılıklı anlayışın birbirine kenetlendiği iki ruhun kucaklaşmasından kaynaklanan mutluluğumu çekip alamaz benden.”