O kadar beğendim ki her bir cümlen, düşüncen muazzam Halil Cibran, bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim.
“İnsanı ıstıraba sürükleyen inanç ve öğreti boş, insanı acı ve çaresizlik içinde bırakan erdem yalandır. İnsanın amacı mutlu olmaktır bu dünyada, mutluluğa yol açmak, gittiği her yerde mutluluğun sözünü yaymaktır. Bu dünyada cenneti bulamayan öbür dünyada da bulamayacaktır. Biz bu dünyaya sürgüne gelmedik, Tanrı’nın masum yaratıkları olarak kutsal ruha adanmışlığı öğrenmek, yaşamın güzelliğine ait içimizdeki sırları keşfetmek için geldik.“ kitabın üçüncü kısmı Kafir Halil.
1908’de kilisenin ve insanın otoritesini sorguladığı Asi Ruhlar kitabı, yayımlandığında çok eleştiri almış, ülkenin huzuru için zehirli ve tehlikeli görüldüğü söylenerek pazar yerinde, halk arasında yakılmış, Cibran da belirli bir süre sonra ülkeden sürgün edilmiş. ( Olaylar yüzyıllardır aynı kişiler farklı fakir, fakir olarak kalsın, zengini doyursun gözleri açılmasın dinle uyutalım. Her zaman söylenildiği gibi din halkın afyonu olmuş.)
Halil Cibran’ın yerleşik düzene, eşitsizlik ve adaletsizliğin her türlüsüne cesurca saldırdığı Asi Ruhlar üç kısımdan oluşuyor. İlk kısım “Madam Rose Hanie”de zina işlediği için herkesin gözünde kötülenen bir kadını dinliyor, ikinci kısım “Mezarların Çığlığı”nda acımasız bir hükümdarın uyguladığı kanunların halka nasıl zulmettiğini görüyor, son kısım ”Kafir Halil”de ise dinin yozlaşmış otoritesini sorgulayan bir delikanlının başından geçenleri okuyoruz.