Bu ara uzun zamandır okunmayı bekleyen kitaplar beni çağırıyor. #ölümilanıyazarı 7 senedir okunmayı bekliyordu
Kitap farklı kuşaktan iki kadının, beklenmedik bir şekilde kesişen yazgılarını anlatıyor.
Claire, örnek bir ev kadını ve eş rolünü oynamaya çalışırken, hayatının monotonluğu, ev kadınlığının yavan dünyası onu bunaltır. Bir anda kendini evlilik dışı bir ilişkinin içinde bulur. Eşi tarafından yakalanırlar. Aşık olduğu adamdan hamile kaldığını düşünen Claire, bir çıkmaza girer. Eşi ondan ayrılmamıştır, çöküntünün eşiğine gelen kadın aşık olduğu adam ve kocası arasında hayati bir seçim yapmaya zorlanır.
Vivien, yaklaşık yarım asır önce, kadınların özgürleşmeye başladığı, kendi hayatlarında söz sahibi olabilmek için mücadele verildiği bir dönemde, karşısına çıkan kendinden yaşça büyük ve evli olan David'e ilk görüşte aşık olur. Aşkı karşılıklı olsa da onu depremde kaybeder.
Öldüğüne inanmaz ve 13 sene boyunca sevdiği adama dair bir iz arar. Bu arada ölen insanların yakınları için gazetelerde şiirsel ölüm ilanları yazarak teselli bulmaya çalışır.
Toplumun dayattığı kalıplara sığmakta zorlanan, isteseler de sıradan olamayan bu iki kadının yazgısı günün birinde kesişir. Ortak noktaları kimdir?
Hayatı hayat yapan meseleler üzerine, sarsıcı, evlilik kurumu, aile bağları, kayıplar, doğumlar, önü alınamayan tutkular üzerine sarsıcı ve sürükleyici bir okuma oldu.
Ben çok severek okudum.
