Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Semiha Gül AKGÖL

Semiha Gül AKGÖL
@asilera
"Sen onun gözündeki yaşa değil, elindeki kana bak!"
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
"Zaten bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur"
Sayfa 111Kitabı okudu
"Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın !" diyor ama yılanın bize de dokunacağını hesap edemiyorduk.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir defa affeden aşık artık durmadan affetmeye mahkûmdur.
kiminle konuşutuğunun farkında mısın? beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum, ben Van Gogh'un resmi değilim, öldükten sonra beni müzeye koyamasınız, beni tanımalısınız ki benden bahsedin...
Sayfa 318Kitabı okudu
Reklam
Yıllardır taşıyorum içimdeki çocuğu; yaşamadığı için büyümedi hiç amcası.
Sayfa 114Kitabı okudu
Bu ülkede çocuklara yer yok. Başka ülkerde varmış, her tarafı yeşil ülkelerde.
Sayfa 114Kitabı okudu
Gerçek, başkalarının bize uygulamaya çalıştığı tatsız bir ölçüdür.
Sayfa 109Kitabı okudu
Bu kederli günlerin yükünü birlikte taşımalıyız, Şu anda gerekli olanları değil, Hissetiklerimizi söylemeliyiz. En büyük yükü yaşlılarımız çektiler, Biz, gençler asla görmemeliyiz böyle acılar, Böyle uzun bir ömür de yaşamayacağız.
Sayfa 163Kitabı okudu
İlk ayrılıklar güç bir derstir öğrenmesi, Uluslar bile duyar bunu savaşa gittiklerinde, Bir beklenmedik kaygı vardır hani, Bir çeşit şaşkınlık ki altüst eder kalbi öyle, En hoş olmayan kişileri ve yerleri bile terk ederken Gözünü can kulesinden ayırmaz insan.
Reklam
- Niçin bu hali diliyorsunuz? Kadınlığınız bu şeyleri yapmanıza neden engel olsun ? Bu şeyleri hem yapar hemde yaptırabilirsiniz... Ben de şimdi ah kadın olsaydım demek istiyorum. Çünkü ancak kadınlar dünyada bu gibi büyük ve ulvi işleri hem yaparlar, hem yaptırabilirler.
Sayfa 155Kitabı okudu
Gazı Uçak Motor Fabrikası da "Siz tarım ülkesisiniz" denilerek 1954 yılında MKEK tarafından şu anki traktör fabrikasına dönüştürülmüştür. Böylece hâlâ sıkıntısını çektiğiniz ve dünyanın en ileri teknolojilerinden biri olan uçak motor teknolojisi Türkiye' de daha başlarken sonlandırmıştır. Oysa 1950 yılında Türk mühendisinin, teknisyeninin yaptığı ve 1950 yılında Türkiye'nin Danimarka'ya sattığı THK-5 ambulans uçağı 1961 yılına kadar uçmuştur.
Sayfa 187Kitabı okudu
Yokluğun ne demek olduğunu daha ana karnındayken hissetmişti. Onun için bizlere kendi teknolojimizle yerli uçağımızı yapmamız gerektiğini anlatıyordu. Aksi takdirde, egemenliği olmayan esir ülke olacağımızı bizzat o dönemleri yaşayan babasından öğrenmişti.
Sayfa 124Kitabı okudu
Mehmet Kum'a göre böylesi büyük ve önemli girişimin yok edilmesinin nedenlerinden biri ABD'nin baskısı olabilir. Çünkü ona göre Amerika, 1945''te harp bittikten sonra büyük bir pazar kaybetmişti. Elindeki sanayiyi ve fabrikaları kapatmak işine gelmiyordu. Onun için de pazar arayışına girişmişti Türklerin uçak yapmaması için baskılara ve yardımlara başladı .
Sayfa 120Kitabı okudu
Yıllarca Türk malının kötü olduğu bizlere anlatıldı. Aslında bu kötülemenin kendi malları satılsın diye yabancılar tarafından yapıldığı o kadar açık olmasına rağmen yıllarca kendi insanımız buna inanmıştır. Bu nedenle günümüz binlerce Türk malı ürün yabancı isimle karşımıza çıkmaktadır. Bunların çoğu marka olmuştur. Oysa Nuri Demirağ'ın fabrikasında 1938 yılında imal ettiği Türk malı uçaklar şüphesiz dünya kalitesindeydi.
Bugün teknolojiyi satın almak yerine teknoloji üreterek kendi uçaklarımızı kendi otomobillerimizi, kendi trenlerimizi yapmak zorunda olduğumuz açıkca ortadadır. Açık olan bir başka şey ise lisans altında yapılanların bize faydası olmadığıdır. Günümüz Türkiye'sinde bu hiç de zor değil; çünkü gerekli donanıma sahip insanımız ve olanlarımız mevcuttur, tek ihtiyacımız organize olmuş, tam bağımsızlığı benimsemiş doğru iradedir.
Reklam
1960 yılına kadar olan süreçte uygulanan yanlış politikalarla uçak ve bomba fabrikaları kapatılmış ve farkına varılmadan dışa bağımlı hale gelinmiştir.
Kabahat gençlerde değil, sizdedir. Siz gençleri nasıl terbiye ederseniz onlar da öyle yetişir. Gençlere verdiğiniz terbiye nedir? Sadece hiç ...
Aydın olmak demek; modaya uygun elbise ,şapka, kolalı gömlek giyinmek değildir. Aydın kesim, halkın beyni sayılır. Halkımız sizleri iyi bir eğitim aldıktan sonra yüksek gelir elde etmeniz,geceleri eğlenmeniz için o konumlara getirmemiştir. Böyle davrananlar gerçek aydın olamazlar. Onlar yozlaşmışlardır.
Bir millet nasılsa, devlet adamları da o millet gibidir.
Yakınlığı belirleyen şey zaman ya da imkân değildir; sadece karakterdir. Bazen yedi yıl yetmez bazı insanların birbirini tanımasına ,ama bazılarına da yedi gün rahat rahat yeter.
Oysa gülmeyi seven ağlamaya doğru yol alır;güzel dişler güzel gözleri mahveder.