Bu kitabı okumayı sürekli erteliyordum fakat bir yandan da okuma isteğim vardı. Kapağı ve ismi benim ilgimi çekmişti, hoş duruyordu. Bu sebeple tatlı bir romantik roman okuyacağımı düşündüm. Ne kadar okumak isteğim olsa da nedense elim bir türlü bu kitaba okumak için gitmiyordu ama okusam sevebileceğini düşünüyordum. Ne yazık ki yanılmışım.
Ben ümitsiz aşklar için yaratılmışım
Ayrılıklar için, sonsuz kederler için
Ne zaman ta derinden sevsem bir kadını
Ezilmeli yeni açmış gülleri kalbimin
En güçlü zehir olmalı aşk dediğin
Alkol gibi damarlarıma yürümeli
Sarmalı her yanımı gece olunca
İçimde bir çıbancasına büyümeli
İnsan sevince her gün bir kez ölmeli
Her gün bir başka yerine
Yakamoz'un mektuplarından...
Ay yüzlü çiçeğim Papatya,
Uzun süredir pek yakındığım bir konuya değinmek istiyorum. Sürekli dolaşıyorsun be kafamda sevdiceğim, tüm fikrimde sen varsın. Düşüncelerim çekiyor teslim bayraklarını birer birer; bir tek sana yeniliyor şu kalp, şu adam, şu garip...
Bazen unuttum diyorum kendi kendime. "Bak,
Bir öğretmen arkadaşın tavsiyesiyle aldığım ve gerçekten bayıldığım , iyi ki okumuşum dediğim bir kitap oldu bu.
Kitabın arka kapağında da
"okuduğum en güzel aşk hikayelerinden biri"
diyor ve kesinlikle doğru bir tespit.
Tahsin Yücel çevirisi olması da ayrıca cezbedici.
Okuma zevki anlamında çok doyurucu , düşündürücü, sorgulatıcı, sakin bir metin .
Birden bire gidişim sizi şaşırtmış olmalı diye başladığı öyküsü kaderlerimizle arzularımız hiç bağdaşmıyor diye son buluyor .
Sadece başlangıçta değil sonunda da bizi düşündüren muazzam bir metin ...