Azîz sevgilim
Hasretlik guslüne girdim üzerim sensizlik kokar diye
Leyla kalbim, Mecnun beynim; hangi birine laf geçireyim?
Gözlerim kalbimle bambaşka sıla bağlamında
Azîz sevgilim
Sokakların işgal altında geçmediğinden ötürü
Yapraklar, güller soldu bir gidip bin gelemeyip öpmedikten sonra
Azîz sevgilim kalbim Leyla beynim virane Mecnun
Ömür
Mecnun 'un gezdiği çölü, ovayı
Leyla 'nın aşkına düşenlere sor
Ferhat 'ın deldiği yalçın kayayı
Varlık dağlarını aşanlara sor
Çokları aşk için serini verdi
Çekmeyenler bilmez bu müşkül derdi
Halden bilir sanma gördüğün ferdi
Hasret-i aşk ile pişenlere sor
Cânânın elinden dolu içenler
Kanat açıp dosta doğru uçanlar
İnsana hizmeti hedef seçenler
Can, baş vermek için coşanlara sor
Aşıka cefadır dilberin huyu
Cefaya katlanmaz her kabadayı
Sevdiğine kuldur aşıklar soyu
Sevdanın elinden şaşanlara sor
İbreti neylersin hesap kitabı
Sadık yar sevmenin çoktur sevabı
Öğrenmek istersen doğru cevabı
Aşk atına binip koşanlara sor
Leylâ'nın aşkı, ayrılık acısı ve vuslat derdi ile kendinden geçen Mecnûn'un bir gün karşısına Leylâ çıkıverir:
-Ben geldim, der.
Mecnûn onu tanımaz.
-Ben Leylâ'yım der.
Mecnûn inanmaz.
-Sen benim Leylâ'm değilsin, o benim içimde der ve yoluna devam eder.
Fikri, zikri, derdi, dermanı, havası, suyu, ekmeği, aşı, herşeyi Leylâ olan Mecnûn Leylâ'yı tanımaz. O ki her soruya Leylâ diye cevap verir. Leylâ'dan başka kelime, lisan bilmez idi.
Velhâsıl, hepimiz Aşk'a aşığız. Ama her birimiz ona farklı isimler veriyoruz. Mecnun, Leylâ demiş. Mevlâna, Şems, Züleyhâ, Yusuf.. Tûba da ..... ismi ile sevmiş Aşk'ı. Gelir mi, gelse tanır mı, olur mu, ölür mü bilinmez..
~Arzuhâlim~
LEYLA
Hiçbir duygu sevdirmezdi alemi ,
Eserin sahibi Sen olmasaydın ...
Yürütmezdi hiçbir parmak kalemi ,
Yaz emrini veren Sen olmasaydın ..
Aşk bestesini yapamazdı bu devran ,
Rahman'ı zikreden kul olmasaydı ...
Samanlık sevene olmazdı seyran ,
Gönülden gönüle yol olmasaydı ...
Leyla noksan şerh ederdi evreni ,
Mecnun'u kavuran çöl olmasaydı ...
Hangi ateş kül ederdi Kerem'i ?
Aşkın dudağında kor olmasaydı ...
Ne çare gönül sevdi,dile ebedi lâl düştü
Kan çanağı gözlerim her gece bitâp düştü
Yekpâreydi yüreğim,seni görmeden önce
Bir âh ile dağlandı,payı bin parçaya düştü
Âb-ı hayat çağlayan nehirleri serseler
Efkâr-ı firâkından,dünya gözümden düştü