"Düşünmek zorunda olmamak müthiş konforlu bir şey."
Sayfa 100Kitabı okudu
"Mutsuzluk ve tatminsizlik evde, televizyonun karşısındaki koltukta kendisini bekliyor. Öyleyse eve gitmemenin yollarını bulmak gerek..!"
Sayfa 86Kitabı okudu
"Katı olan her şey buharlaşıyor" saptaması, zamanın karakterini, ruhunu en iyi özetleyen cümle olsa gerek.
Sayfa 41Kitabı okudu
Kriz durumlarında bireylerin yapmak zorunda olduğu seçimler , genellikle iyi ile kötü arasında değil, kötü ile daha kötü arasındaki tercihlerle gerçekleşmektedir.
Sayfa 79Kitabı okudu
Toplumun bütün olarak özgürlüğü, tek tek bireylerin özgürlükleri lehine kurban edilmiştir.
Sayfa 58Kitabı okudu
Anlamak baş edebilmenin İlk koşulu değil midir?
Sayfa 18Kitabı okudu
Aşk Yüzyılının bitiminde insanlari bekleyen şey kendi bireysel öykülerinin "an"lık olup-bitisleridir. Büyük anlatılar, büyük öyküler yoktur. Genellenebilir ifadelerin (herkes, çağdaş ülkeler, çoğu insan vs.) en çok kullanıldığı şimdiki zaman genellemenin öldüğü, "nesnel"in yerini "öznel"in aldığı bir zaman dilimidir.
Sayfa 259Kitabı okudu
"Çocuklara 'İstediğin her şey olabilirsin' ya da 'hayallerinden asla vazgeçmemelisin' demeyi kesmeliyiz. Neden mi? Çünkü bu iki cümle de bariz şekilde yanlış. Herkes yapmak istediği işte iyi değildir,olsa bile bu iş rekabetin yoğun olduğu ve birçok yetenekli insanın bulunduğu bir alan olabilir. Yetişkinler her zaman hayallerinin peşinden koşamazlar,faturalarını ödemeyi sağlayacak bir iş bulmak gibi somut olaylarla uğraşmak zorundadır. Çocuklara sevdikleri bir meslek bulmalarını söylemek iyi bir şeydir,ancak 'hayallerden' ve 'istediğin her şey olabilmekgen' söz etmek,hüsranla sonuçlanabilecek gerçek dışı beklentiler yaratır."
Bağsız
Birbirine bağlı olan "seninle ben" söylemi ayrıştırılarak "sen ve ben" e dönüşmüştür. "ile" bir bağa işaret eder, "ve" ise bir ayrılığa.
Sayfa 173Kitabı okudu
"miş gibi"lik
İster politikacı isterse popüler herhangi bir kişi; gerçek, olduğu gibi, yakın çevresinin tanıklık ettiği haliyle kamusal alanda yer almaya karar verdiğinde "doğallık" ve "samimiyet" talep eden(!) hedef grupları tarafından dışlanıp eleştirilecegi kuşkusuzdur. Dolayısıyla bugünün gerçeği, olabildiğince fazla sayıda insanın onayina gereksinim duyan kişilerin tek çaresi/ seçeneği doğal ya da samimi olmak değil "doğalmış gibi" , "samimiymiş gibi"yi tasarlayarak sahneye koymaktır. Artık talep edilen "gerçeğin" kendisi değil gerçeğin taklididir. Kimlikler gerceklikleriyle değil imajlariyla algilanmaktadir.
Sayfa 56Kitabı okudu
Tarihin belki de hiçbir döneminde "kimlik" bu kadar çok talep edilen ve bu kadar az kesinleşen bir kavram olmadı. Tarihin belki de hiçbir döneminde "başarı", bu kadar çok talep edilmedi ve bu kadar geçici olmadı.
"Günümüzde asıl mesele, ne yapılması gerektiği değil, bunu yapma gücü ve kararlılığına kimin sahip olduğu"dur.
Berman'a göre, "özellik ve içe dönüklük modern zamanlarda daha önce hiçbir zaman olmadığı kadar hem daha zengin ve daha yoğun, hem de daha yalnız ve daha kapana kısılmış bir gelişme gösterdiler.
Durmadan hızlı otomobiller üreten teknolojiyle, trafiğe hız sınırları getiren "tutarsız dönem"!