Kitabın adı ben de daha farklı çağrışımlar uyandırmıştı.
1 erkeğin en zor sınavı, iki kadın arasında kalmaktır bence de. Özellikle birisi annesi, diğeri eşiyse. Hani yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal örneklerinden.
Kitaba en önemli eleştirim, hep gelinler ve kayınvalideler için izlenmesi gereken yollar paylaşmış. Ancak kitabın kapağında bile 1 erkeğin resmini görüyorsak, kitapta erkeğin annesi ve eşi arasında kaldığında yapması gerekenleri okumalıydık.
Kitap hiç erkek tarafına ışık tutmamış. Yani adeta bir etkisiz eleman gibi göstermiş. Kayınvalide ve gelin ilişkisindeyse, erkeğin çok daha önemli bir pozisyonda olduğunu düşünüyorum.
Frankenstein, günümüzde dahi bilinen kült bir eser. Beyaz perdeye de konu olmayı başarmış, fantastik bir kitap bırakmış yazar bize.
Kitabı okurken Frankenstein canavarını suçlayamıyorsunuz, aksine yalnızlığına üzülüyorsunuz kitap boyunca. Belki azıcık bir sevgi görse, insanların en sadık dostu olacakken kötülükle harmanlanıyor.
Kitapta tek bir suçlu var elleri ile yarattığı varlığa yüz çeviren, onu iblis olarak tanımlayan ve verdiği sözleri tutmayan Victor Frankenstein.