Kitabın ilk çeyreğinde pes ettim oraya kadar bile okumak fazla uzun sürdü beni asla sarmadı.Bunun daha iyi ve ustacasini Aziz Nesinden okuyabilirisiniz
“Ama Titanik’teki telefoncuyu kim unutabilir ki? Düşünebiliyor musunuz, gemi batıyor, her yeri su basmış, herifçioğlu mutfağa telefon açıp ‘öğle yemeği ne zaman çıkar’ diye soruyor.”
Hepsinin kafasından benzer düşünceler geçiyordu: Şu mezar taşlarında kasketleri sallanan askerler de kim bilir ne hayaller kurmuşlar,evlerine dönecekleri, sevdiklerine kavuşacakları günün özlemiyle kim bilir ne türküler söylemişlerdi.
Bu dünyada yapılmaması gerektiği halde yapılan o kadar çok şey varki. Asıl mesele nerede, biliyormusunuz? Herkesin yapılmaması gereken bir şeyin yapılabilip yapılamayacağını denemeye kalkışmasında.
Şvayk'ın bulunduğu vagonda da, duvara asılı idare lambasının ışığında pişti oynanıyor, her piştide zafer çığlıkları atılıyordu. Herkes mutlu görünüyordu; sanki kendilerini kanlı çarpışmalar ve kıyımların beklediği cepheye götüren bir hayvan vagonunda değil, Prag'da bir kahvedeydiler.
Ateşi Yakalamak
Alaycı Kuş
Babaya Mektup
Şato
Trainspotting
Şu Çılgın Türkler
Cumhuriyet Üçlemesi
Beşinci Dağ
Aslan Asker Şvayk
Tatar Çölü
Ecinniler
Bu Ülke
Cennetin Dibi
Kiralık Konak
Bunları aldın iyi mi?