Yaşadığı an temelsiz, amaçsız kaygılarla doluydu. Gelecekte ise onu bekleyen, karşılığında hiçbir şey elde edilmeyecek sınırsız özverilerdi.
İşte hayatın ona sunduğu buydu... Ne için yaşayacaktı? Beklentisi ne olabilirdi? Hangi amaca yönelecekti? Sadece var olmak için mi yaşayacaktı? Oysa o tüm varlığını eskiden beri bir ideal, bir umut, hatta bir hayal uğruna feda etmeye hazırdı. Sadece var olmak ona hep az gelmişti, onun istediği daha fazlasıydı. Diğer insanlardan daha yüksek birtakım haklara sahip olduğuna inanması belki de bu isteklerinin gücünden ileri geliyordu.