Hunları bu dönemde zayıflatan bir başka sebep de fazla insan kaybı idi. Ekonomik zorluklar ve kıtlık yüzünden ahalinin çoğu daha doğrusu büyük kitleler Kuzey Hun Devleti topraklarını terk etti. Çin'e, Güney Hunlarına, Ting-ling'lere katıldı. Mesela 87 yılında iki yüz bin sivil, sekiz bin askerden oluşan elli sekiz kadar Hun boyunun dört sınır eyaletinde Çin sınır korumasını istediği anlatılmaktadır.
73-89 yılları arasındaki Kuzey Hunlarına karşı Çin seferleri sadece Çinli askerleri tarafından oluşturulan ordular tarafından düzenlenmedi. Güney Hunları başta olmak üzere Ch'iang, Wu-huan ve Hsien-pi'ler de Çin ordusunda yer almışlardı.
Bu dönemde Hsien-pi'lerin Orta Asya'da yükselen güç olduğunu belirtmek gerekir. 87 yılında Hunları tek başlarına mağlup etme başarısını gösterdiler. Hatta, Hun şanyüsü Yu-liou'yu savaş meydanında öldürüp derisini yüzdüler. Bahsedilen saldırı Hunlar üzerinde ağır yıkım yaratmış, savaşların sonucunda elli sekiz Hun boyu Çin'e teslim olmak zorunda kalmıştır.
MS 46 yılında Hun ülkesinde büyük bir kıtlık çıkınca devlet yeniden zayıflamaya yüz tuttu. Hun hükümdan ekonomik destek için Çinlilerle anlaşmak zorunda kaldı. Wu-sun'larla Çinliler ortak harekat yapınca ülke karışıklığa sürüklendi. Neticede Büyük Hun İmparatorluğu MS 48 yılında kuzey ve güney olmak üzere resmen ikiye ayrılacaktır.
Coğrafi konumlarına göre Pu-nu idaresindekiler Kuzey Hunları, Pi'nin idaresinde olanlar ise Güney Hunları olarak anıldılar.
Hükümdarlığa başlama tarihi kaynaklarda bildirilmese de MÖ 221 yılında Hun tahtında görülen T'ou-man, MÖ 209 yılında ölümüne kadar hükümdarlığını sürdürmüştür. Onun vaktinde Çinliler Hunları yenerek Kuzeybatı Çin'den çıkarmışlardır. Söz konusu geri çekilme Orhun, Selenga, Onon, Ongin gibi ırmakların havzalarında yani Ötüken ve Moğolistan coğrafyasında Hunların nüfus açısından yoğunlaşıp güçlenmelerine sebep olmuş; böylece
gelecekteki büyük imparatorluğun temeli atılmıştır.
MÖ Yapılan Türk Göçleri:
• Ana yurttan yani Andranova bölgesinden ilk göç hareketi MÖ 1700'lü yıllarda Altay ve Tanrı Dağları'na olmuştu.
• Aynı tarihlerde Baykal Gölü civarına bir göç hareketi daha olmuştu.
• Don Nehri'ne doğru yayılma hareketi MÖ 1500'lerde meydana gelmişti.
• Kazakistan ve Maveraünnehir' e doğru
Yaklaşık 56 yıl tahtta kalan Han hanedanının imparatoru Wan (M.Ö. 140-86), kuzeydeki tehlikeli düşmanlarına karşı ittifak arayışına girdi ve Chang Ch'ien'i 100 kişilik heyetle Fergana gönderdi. O, önce Hunlara esir düştü ise de daha sonra kaçarak batıya gitti, Chang-Ch'ien'in, ağır şartlarda gerçekleştirdiği seyahatleri
M.Ö. 221 yılından itibaren Hsiung-nu'ların tarihi kaynaklarda iyice belirtilir. Nihayetinde Çin kuzey tarafında ilk defa güçlü bir komşu görmüştür. M.Ö. 209'da Asya Hun İmparatorluğu olarak tarihimizde yer alan bu devletin başında Mo-tu adlı güçlü ve karizmatik bir hükümdar görünecektir. 174 yılına kadar Hunların başında kalan Mo-tu'nun başarılı idaresinde bazı savaşlardan ve Çin İmparatoru'nun kuşatılmasından sonra üstünlük Hunlara geçti. Bu arada bin yıldan fazla sürecek Ho- ch'in (evlilik yolu ile akrabalık/ittifak) ilişki sistemi başlamıştı. Bundan sonra M.Ö. 119 yılında Ho Ch'ü-ping adlı kumandan Hunları ağır bir yenilgiye uğratana kadar bu durum devam etti. Bu tarihten sonra Çin'in üstünlüğü tam olarak söz konusu değildir. M.Ö. 56 yılına kadar denk bir uluslararası ilişki durumu sürdürülmüştür.
Dördüncü yüzyılın sonunda Avrupa'nın ufkunda görünen Hunlar, İç Asya'dan batıya gelen Türk soyundan kavimlerin ilkiydi ve burada güçlü bir İmparatorluk kurdular.
Hüküm Yılları: M.S. 375-469 (...)
Attila öldüğünde geride İlek, Dengizik ve İrnek adlarında üç oğul bırakmıştı. Yerine geçen oğulları, devlet idaresinde onun kadar başarılı olamadılar. Taht için yapılan kavgalar Hunları zayıf düşürdü. İlk olarak Hunların başına geçen İlek, ayaklanan Germen kavimleriyle savaşırken öldü (454). Yerine geçen Dengizik, zekâ sahibi olmasına rağmen siyaseten tecrübesizdi ve Bizans'la olan bir çatışmada öldü (469). İrnek, Hunlar'ın Avrupa'da tutunmalarının mümkün olmadığını anlamıştı. Bu nedenle Hunlar'ın büyük bir kısmıyla Karadeniz'in kuzeyindeki geniş düzlüklere çekti. Hunlar'ın bir kısmı buradan Orta Asya'ya geri döndü. Bir kısmı ise Avrupa'ya doğru ilerleyen Avarlar'a katıldı. İrnek idaresindeki bu Hun topluluğu daha sonraları Bulgarların ve Macarların devlet olarak ortaya çıkışında önemli rol oynadılar.