Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DÖRT GEMİ, DÖRT TÜRK DESTANI TÜRK'ÜN, ANADOLU'NUN VE İNSANLIĞIN KADERİ GEMİLERLE DEĞİŞİYOR. Bir büyük insan düşünün Anadolu'yu su basacak diyor İnananı gemiye doluyor, inanmayanı sularda boğuluyor Nuh tufanı böyle efsane oluyor Bir büyük sultan düşünün Gemileri karadan yürütüyor Tarihin, insanlığın ve İstanbul'un
Demek ki neymiş bu tür şeyler sadece dizelerde olmuyormuş
"Paşam, konağın hanımı olduğunu söyleyen bir hanımefendi geldi, içeri girmek istiyor." Mustafa Kemal, yaver Salih'e dönüp, "Hani konağın sahipleri Fransa'daydı Salih, bu da kimdir?" diye çıkıştı. Latife Hanım merdivenlerden çıkarken, Mustafa Kemal'de aşağı inmeye hazırlanıyordu, işte tarihî ilk karşılaşma o anda yaşandı. Mustafa Kemal, üst basamakta, Latife alt basamakta ilk kez birbirlerini gördüler.
Paradoks Yayınları, pdfKitabı yarım bıraktı
Reklam
Mondros'tan sonra memleketin hali
Millet ve memleketi Umumi Harb'e sevk edenler, kendi hayatları endişesine düşerek memleketten firar etmişler. Saltanat ve hilafet mevkiini işgal eden Vahidettin, kararsız, şahsını ve yalnız tahtını temin edebileceği aşağılık bazı tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın riyasetindeki kabine aciz, haysiyetsiz, korkak, yalnız padişahın iradesine tabi ve onunla beraber şahıslarını koruyabilecek herhangi bir vaziyete razı. M.Kemal ATATÜRK
Atatürk, ancak dini yasalarla aradaki ilişkiyi kopardıktan sonra, kadın ve erkek eşitliğini yasalaştırabildi. Başkentin gün görmüş Osmanlı toplumunda Türk kadınları oldukça geniş bir özgürlük kazanmışlardı. Büyük Savaş sırasında Jöntürk Hükümetinin, başka çaresi kalmadığı için kadınları da çalıştırmaya başlaması, kadın özgürlüğünü ilerletmişti. Ama İslamiyet Medeni Kanuna hükmettikçe, tam eşitlik olanaksızdı ve kadın özgürlüğünde herhangi bir ilerlemeye karşı çıkılabilir ve tam tersine çevrilebilirdi. Türk kadınları elde ettikleri hakları Atatürk'e borçludur.
5 Haziranda Talat Paşa önderliğinde bir İttihat ve Terakki heyeti Mustafa Kemal'in karargahını ziyaret etti.36 Ama resmi makamların bu yakınlığının ardından talihi ters donuverdi. 29 Haziranda Enver Paşa aralarında Atatürk'ün gelecekteki başbakanı olacak Yarbay İsmet'in de (İnönü) bulunduğu bir maiyetle Kemalyeri'ne geldi. 29/30 Haziran gecesi İtilaf birliklerinin ateşini büyük çaplı bir saldırı olarak yanlış yorumlayan Mustafa Kemal, 19. Tümene saldırıya geçme emri verdi. Sonuçta neredeyse bin asker yaşamını yitirdi. Bu durum karşısında, Enver Paşa'dan Mustafa Kemal'e Liman von Sanders'in Esat Paşa aracılığıyla aktardığı bir azar geldi. Mustafa Kemal, kendisine saldırı için yetki verildiğini söyleyerek, subaylarını başlangıçta elde ettikleri başarıları sürdürememekle suçladı. Bu mazeret Enver Paşa'yı tatmin etmedi ve Mustafa Kemal'in yüklendiği kolordu komutanlığı vekilliği görevini iptal etti. (1915)
Mustafa Kemal'in liderliğine muhalefet, milliyetçi söylemlerle örtülüyordu. Muhalif politikacılar doğrudan doğruya Mustafa Kemal'e saldırmak yerine, Lozan' daki Türk Heyetinin Başkanı olarak İsmet Paşa'yı hedef alıyor ve onu yetkilerini aşmakla suçluyorlardı. 6 Martta yapılan gizli oturumda gerginlik iyice arttı. İsmet Paşa'yı savunan Mustafa Kemal, muhalefet kanadının ateşli sözcüsü Ali Şükrü Beyi ulusal çıkarlara zarar vermekle suçladı. Ali Şükrü Bey'in itirazlarını yine bir Karadeniz milletvekili olan Ziya Hurşit destekliyordu. Mustafa Kemal kürsüden inerken, milletvekilleri, elleri ceplerindeki tabancalarının kabzasında çevresini sardılar. - 1923 -
Reklam
Manastır Askeri Lisesinde Mustafa Kemal' den iki sınıf yukarda devrimci subaylar arasında en önemli rakibi olacak olan biri vardı. Enver adındaki bu genç Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devletini yenilgiye sürükleyecekti. Ailesi Tuna Nehri'nin ağzı yakınındaki Osmanlı kalesi Kili'den (şimdi Ukrayna Besarabyası'ndaki Kiliya) gelmeydi. 1881 Kasımında İstanbul'da doğmuştu v e Mustafa Kemal'den birkaç ay küçüktü.
KANATLARI KENDİLERİNE AİT OLMAYANLARI YÜKSELTMEK FELAKETTİR Kanatların kendinin olmalı Kanatların senin değilse Birilerini yükseltmek fekaketin olur Yükselenler sizden değilse Aynı felaket tekrarlanır
İşin iyi yönü ise, genelkurmayın ulusal davaya sempatiyle bakmasıydı ve yine ne iyi ki, en başarılı subaylar gerek Abdülhamit'e karşı yapılan devrimci mücadelede, gerekse yabancılara karşı yaşanan savaşlarda inisiyatiflerini kullanmaya alışmışlardı.
ÜÇ FARKLI GÖRÜŞ Halide Edip'e göre, Çal Dağının yitirilmesi Mustafa Kemal' i kötümser bir kararsızlığa itmişti. Mustafa Kemal ile yolları ayrıldıktan çok sonra Karabekir, Fevzi Paşa'nın, Mustafa Kemal'in topyekun geri çekilme emri verdiğini ama kendisinin bu emri yerine getirmeyi ertelediğini anlattığını yazacaktı. Başka bir öyküye göre, Fevzi Paşa yalnızca "Bize yağmur yağarken, düşmana güneş doğmuyor," demiş ve geri çekilmemek gerektiğini iddia etmişti. Mustafa Kemal 19 Eylül de meclise yaptığı zafer konuşmasında, Çal Dağını yitirmenin kendisini endişelendirmediğini söyledi.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.