Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aykut Kayğusuz

214 syf.
·
Puan vermedi
·
356 günde okudu
Bir ortaçağ degirmencisi olan Menocchio, kiliseye ve öğretilerine aykırı fikirler geliştirir kıt imkanları ile. Tabi ortaçağdan bahsediyoruz, din çağı. Neticesini az çok tahmin edeceksiniz. O dönem din ve din adamları cezayı Tanrı'ya bırakmaz. Adil olan ve cezayı kesecek olan kilisedir. Menocchio Engizisyon mahkemesinde yargılanarak idam edilir.
Peynir ve Kurtlar
Peynir ve KurtlarCarlo Ginzburg · Metis Yayınları · 2021579 okunma
Reklam
724 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Selam Yeni Yıl
Merhaba eski dostum, bir kez daha ruhuma dokunmaya ne dersin? Turgut'la birlikte bir kez daha koşalım Selim'in ardından olur mu? Tutunamıyoruz ne de olsa, birlikte bir kez daha... Çekilelim kendi iç dünyamıza, hayal kırıklıklarımızla. Olur der gibisin, hadi başlayalım o vakit.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
517 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
YAŞAMAK DEBELENİR İÇIMDE...
Yazılacak çok şey var. Ama yazmak içimden gelmiyor. Insanın suratına tokat gibi çarpan bir kitap mı arıyorsunuz? Doğru yerdesiniz. Biraz önce bitirdim ve uzun süre boşluğa bakıp, bende bıraktığı boşluğu dolduracak bir şeyler arayacağım. Diyeceklerim bu kadar.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
176 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Tarihin en eski destanı. Ölümden korkup ölümsüzlüğü arayan, çaresiz Gılgamış'ın hikayesidir anlatılan. Insanin ölüm karşısındaki çaresizliği on binlerce yılların mitlerinin, efsanelerinin konusudur. Ama çözüm kocaman bir hiç...
Gılgamış Destanı
Gılgamış DestanıAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20215bin okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Her savaş ardında derin insani acılar bırakır. Çin-Japon savaşı esnasında biri Japon diğer üçü Çinli olan dört amatör müzisyenin bir araya gelip provalar yaparken Japon askerler tarafından tutuklanmalarıyla başlar hikaye. Askerlerin ayak sesleri geldiği esnada Yu oğlu Rei'yi dolaba saklar. Askerlerden biri Yu'nun kemanını kırar. Hikaye de bunun üzerine kurulur. Enfes bir roman sizleri bekliyor değerli okur arkadaşlar. Tavsiye ederim. Herkese keyifli okumalar.
Can Kırığı
Can KırığıAkira Mizubayashi · Yapı Kredi Yayınları · 2021135 okunma
Reklam
608 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Türkali'nin bu romanını okuduğum zaman 2018 yılıydı. Güzel bir tat bırakmıştı dimağımda. Aradan 5 yıl geçmiş. Tekrar bir okumak istedim. Başlarken biraz tedirgindim, böyle kalın bir kitabı yeniden okumak... Küçük bir cesaretle başladım (iyi ki). Ve bir 5 yıl sonrasında yeniden okunabilir bir roman olduğuna karar verdim. Türkali bu romanında devrimci dünyanın iç yapısını öyle güzel gözler önüne sermiş ki takip ederken devrimci olduğunuzu zannediyorsanız hakikaten bu Kenan tam da bize benziyor diyorsunuz. Kim bu Kenan? Gelin bakalım. Roman demokrat partinin ipleri iyice azıya aldığı her türlü keyfi ve antidemokratik uygulamaların olduğu 55 ve 60 yılları arasında geçiyor. Kenan vakti zamanında bir devrimci -ta ki şubede sıfatına 2 tokat çarpılana kadar-, sonrasında ise tuzu kuru bir kitapçıdır. Eşi Nermin ise tarih okumuş, evine, eşine, çocuğuna saçını süpürge etmiş bir kadındır. Mayaları çok iyi tutmamıştır Nermin ile Kenan'ın. Çünkü Kenan huzursuzdur. Çünkü olmak istedigi kişi ile gerçekte olduğu kişi aynı değildir. Bulamamıştır kendini. Nilgün Marmara'nın "Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer..." dizeleri aslında Kenan'ın iç dünyasını yansıtan dizeler olarak kitap boyunca çınladı kafamda. Derken devrimci kız girer sahneye, Günsel... Bir meyhanede tanışırlar Kenan ile arkadaş ortamında. Günsel, Kenan'ın olmak istediği kişiyi ortaya çıkarır. Ve asıl hikaye bundan sonra başlar. Bir aşk etrafında Türk devrimciliği panaroması... Enfes bir kitap sizleri bekliyor değerli okurlar.
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek BaşınaVedat Türkali · Cem Yayınevi · 19845,2bin okunma
504 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Pergamon
Sıkıntılı dönemlerde okumayı tercih ettiğim polisiye roman arka planda güzel bir olaya değiniyorsa tadından yenmez. Bunu Türk polisiyeci olarak çok güzel başaran bir yazar Ahmet Ümit. Arka planda yunan mitolojisi, neonaziler olmak üzere enfes bir polisiye olmuş. Okurken zamanında kendilerine kocaman tapınaklar, sunaklar yapılmış şimdilerde ise bazen eglence konusu, bazen sadece mitolojik bir öge olarak baktığımız Olimposun tanrıları Uranos, Kronos, Zeus, Hera, Afrodit, Hepaistos... ile birlikte kurgulanmış muhteşem bir olay örgüsü. Kendini Zeus zanneden bir katil. Dedesini, babasını ve kardeşini öldürür intikam uğruna. Berlin'de başlayan olaylar Bergama'da son buluyor. Başlarda gözler Baskomiser Nevzat'ı arıyor. Zaten baskomiser denince aklıma iki kişi geliyor, biri Nevzat biri Behzat Ç. Bu sefer son kısımda dahil oluyor Nevzat. Polisiye severler tadı damağınızda kalacak..
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,4bin okunma
248 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
12 mart muhtırası sonrası siyasi bir "suçlu" üzerinden yaşanan işkenceleri acıları, duru, tertemiz, akıcı bir dille aktarıyor Erdal Öz. Okurken sanki yaşıyormuş gibi hissediyorsunuz bütün işkenceyi. Aslında kendi gözlemlerini, kendi yaşadıklarını iletiyor bize. Kendi sözleri ile şöyle izah ediyor bu gerçekliği:“İyi ki 12 Mart’ta beni içeri aldılar. Orada gördüklerimi başka hiçbir durumda, hiçbir konumda göremezdim, yaşayamazdım. Bana o dönemi yaşatan o dönemin alçaklarına belki de teşekkür etmeliyim. Bana bilmedik bir dünya, müthiş gözlemler, yeni kitaplar kazandırdılar. Sağ olsunlar, demiyorum çünkü pek çok insana akıl almaz kötülükler ettiler, ellerini kana buladılar. Onları nefretle anıyorum” Kitabın önsözünde Yaşar Kemal imzası var. Belki de kitabı en iyi özetleyen sözler de Yaşar Kemal'in şu sözleri olsa gerek; " İyi romanın yaşamdan daha gerçek olabileceğini, Erdal Öz'ün romanını okuduktan sonra bir daha anladım."
Yaralısın
YaralısınErdal Öz · Can Yayınları · 20191,915 okunma
283 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Bu gece 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gecedir. Bu gece denizlerin ermişi İlyas'la karaların ermişi Hızır buluşacaklar. Dünya kurulduğundan bu yana bu iki ermiş her yıl, yılın bu gecesinde buluşurlar... Yaşar Kemal bu kitabında Yörüklerin destansı ve bir o kadar da hüzünlü olan yok oluşlarının, Çukurova ile Toroslar arasında yer yurt ararken çektikleri acıların, Çukurova'yı talan etmiş ağaların, beylerin elinden uçsuz bucaksız topraklarında kendilerine küçücük bir kışlak ararken çektiği acıların kucağına bırakıyor bizleri. Bütün oba ile birlikte siz de yürüyorsunuz. Adamlar, kadınlar, koyunlar, köpekler, çadırlar... Sizin de bir dilek hakkınız olsa bu bahar gecesinde, eminim siz de bu romanı okurken bu hakkınızı yörüklere bir kışlak dilemek için kullanacaksınız. Ağalara, beylere bir kışlak için gelin verdikleri güzel kızları, cerenleri için... Yörüklerin yok oluşuna yakılmış bir ağıt diyor Yaşar Kemal. Kalktık Horasan'dan sökün eyledik. Parlar omzumuzda uzun şelfeler. Kurt sürüleri gibi dağıldık dünyaya, yayıldık mağrıptan maşrıka dek. Kirmızı yakut gözlü, uzun boyunlu atlarımızı Sind suyuna, Nil suyuna sürdük. Memleketler, kaleler, şehirler aldık, devletler kurduk. Harran ovasına, Mezopotamya'ya, Arabistan çölüne, Anadolu'ya, Kafkas dağlarına, geniş Rus bozkırlarına, on bin yüz bin karaçadırla kartallar gibi indik. Uzun, yedi direkli, keçi kılından kara çadırlarımız...
Binboğalar Efsanesi
Binboğalar EfsanesiYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20204,942 okunma
232 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Her insanın kendi çölü ve içine hapsolduğu bir kalesi yok mudur? Tatar Çölü bize genç teğmen Drogo'nun Bastiani Kalesi'nde göreve başlaması ve bütün bir ömrünü bu kalede ıssız çölden gelecek olan düşmanı umutla beklemesinin hikayesini anlatır. Kaleye ilk vardığı zamanlarda sürekli kısa sürede bu kaleden gideceğini düşünür Drogo. Çünkü burası bir sürgün yeri gibidir. İlk önce 4 ay, sonra 2 yıl, 4 yıl, 10 yıl... ve geriye dönüp bakar ki Drogo 30 yıl, yani bir ömrünü burada düşmanı bekleyerek, aslında hayatı ıskalayarak, bütün fırsatları kaçırarak geçirmiştir. Tam düşman geldiği anda ise hastadır, yatağında yatmaktadır. Zaman zaman varoluşun derin, ıssız, sonsuz koridorlarına bırakır bizi Buzatti. Bu bir teslimiyettir kadere. Kaçmak istersin ama seni bağlayan bir şeyler vardır. Savcılarımızla baş başa kalırız Drogo'nun hikayesini okurken. Çok beğendim. Kitap içine alıyor insanı. Zaman sessiz, sakin ama bir o kadar da vurgulu, dolu dolu akıyor.. Buraya Yaşar Kemal'in yalnızlık şiirini de bırakmak istiyorum. Drogo'nun yalnızlığına yoldaş olsun. Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin. Su olsan kimse içmez, Yol olsan kimse geçmez, Elin adamı ne anlar senden? Çıkarsın bir dağ başına, Bir ağaç bulursun Tellersin pullarsın Gelin eylersin. Bir de bulutları görürsün, bir de bulutları görürsün, bir de bulutları görürsün. Köpürmüş gelen bulutları. Başka ne gelir elden? Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı. Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı! 
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,1bin okunma
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Bütün acılarıyla birlikte kavga her zaman var olacaktır. Çünkü adil bir yaşamın olmadığı, insan onurunun yok sayıldığı her yer, yeni direnişlere yeni kavgalara gebedir. Buraya çok sevdiğim bir şiiri bırakıyorum. youtu.be/CGVLuLNiTqo "bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!" Keyifli okumalar herkese.
Yarın Bizimdir Yoldaşlar
Yarın Bizimdir YoldaşlarManuel Tiago · Yar Yayınları · 2015220 okunma
422 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Küçük Burjuva Aydınlar
Mavi Bodrum'un temsilidir karanlık ise dönemin. 80 darbesi öncesi, kaostan kurtulmak için Bodrum'a sığınan bir grup "aydın" ın hikayesi bu. Karışıklığın kendilerini burada bulamayacağını umarlar, ama öyle olmaz. Korhan ile Özgür arasında bocalayan Nergis'in özelinde halk ve aydın arasındaki ilişkiyi gözler önüne seriyor kitap. Tabaklarla, içki şişeleriyle donatılmış masalarda ülke gerçeğinden uzak aydınlar, ahkam kesmekle mesguldurler. Halkın içine inmemiş, onların hislerine tercüman olamamış bir topluluk ne kadar aydın olursa işte.. Bir yandan da gazetelerde, haberlerde her gün onlarca ölüm... Darbe öncesinin trajik bir panoraması. Türkali'nin okuduğum ikinci kitabı bu. İkisinin de tadı damağımda... Akıp gidiyor kitap kendiliğinden. Toplumculugunun yanında bireyi, psikolojisini çok iyi çözümlediğini düşünüyorum. Bunu kitaptaki monologlarda zaten çokça hissedeceksiniz. Ben çok beğendim. Keyifli okumalar herkese.
Mavi Karanlık
Mavi KaranlıkVedat Türkali · Cem Yayınevi · 19911,332 okunma
343 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi. (E. Cansever)
Bürokraside işler nasıl mı ilerler? İşte size kocaman bir cevap: "Yaşar ne yaşar ne yaşamaz." Bir devlet düşünün vermeye gelince çay kaşığı ile almaya gelince kepçe, hatta tas, yahu ne tası bile diyenler olacak, kazanı komple alır. Böyle bir hikaye Yaşar'ın hikayesi de. Babası okula kaydettirmek için nüfus kağıdı çıkarmaya gider ve Yaşar'ın kendisi daha doğmadan yıllar önce gerçekleşen Çanakkale Savaşı'nda öldüğü ortaya çıkar. Bundan sonrası kocaman bir yumak, çok bilinmeyenli bir denklem... Yaşar ölüdür kendi çıkarına bir şey olacağı vakit, ama Yaşar aynı zamanda etten kemikten capcanlı bir insandır ki devletin alacağı olduğu vakit. Evlenmek ister ölü diye olmaz, vergi borcu gelir canlıdır. İşe girmek ister ölü, askerlik zamanı gelir canlıdır. İşte böyle bir hikaye Yaşar'ınki. Aziz Nesin'den mükemmel bir politik güldürü... Aşırı ciddi ortamlarda okumayınız. Ben çok beğendim okurken, okuyacaklar beklemesinler...
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz
Yaşar Ne Yaşar Ne YaşamazAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 200813,1bin okunma
308 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Heba sözlük anlamı olarak hiçbir işe yaramadan yok olma, boşa gitme anlamına gelir. Hasan Ali Toptaş bu kitabında bize boşa harcanan, heba olan hayatlardan bahsediyor. Kitap şehirden kaçan Ziya'nın asker arkadaşı Kenan'ın Köyü olan Yazıköy'e yerleşmesi ile başlar ve Ziya'nın tüm yaşam öyküsünü gözler önüne serer. Yazar zaman zaman Ziya'nın iç hesaplaşmalarıyla baş başa bırakır bizi. Öyle güzel anlatıyor ki siz de Ziya ile birlikte bu hesaplaşmaları, bu yaşamı birlikte yaşıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Kitap toplamda 7 bölümden oluşuyor. Özellikle sınır adlı bölümde anlattıkları insanın yüreğine dokunuyor. Sınır adlı bölümde yazar Kenan ve Ziya'nın askerlik yaptığı ceylanpınar'ın Suriye sınırında bir karakolda başlarından geçenleri anlatır bize. Buradaki mesele hikayenin gerçek ya da yalan olduğu değil de yazarın çok güzel bir şekilde bize ilettiği duygulardır. Ziya'nın, Kenan'ın, ve diğer bütün askerlerin yaşadıklarını yüreğinizle hissedersiniz. Ast üst ilişkilerini olabilecek en sert şekilde gözler önüne serer. Bu bölüme değinmişken kitapta geçen şu cümleyi söylemeden geçemeyeceğim; "Bir insanın kendisine zulmedene gülümsemeye mecbur bırakılmasından daha beter bir zulüm olamazdı yeryüzünde." Budur belki de bu bölümü en iyi özetleyen cümle. Öyle bir içli karakter ki Ziya insan onunla birlikte hüzünleniyor, onunla birlikte kederleniyor ve onun ağladığı yerlerde ağlayası geliyor. Neyse Sevgili dostlar, Eğer okumayı düşünüyorsanız hiç beklemeyin derim. Enfes bir Hasan Ali Toptaş kitabı sizleri bekliyor. Keyifle okumanızı dilerim.
Heba
HebaHasan Ali Toptaş · İletişim Yayınları · 20144,581 okunma
210 syf.
·
Puan vermedi
·
30 günde okudu
Kars, Ankara, Amerika üçgeninde geçen, Malakan çocukları Ivan ve Polye, Karslı Kasım ve Malatyalı kürt kızı Fatma'nın hikayesi bu. Kurgu ile gerçeğin iç içe geçtiği, yakın tarih panaromasını da barındıran güzel bir roman.
Güz Kuşları
Güz KuşlarıCengiz Karahan · İmbik Yayınları · 20221 okunma
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.