Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
- Sen bu aklınla yüce bir Tarkan olsan gerekti. - Senin gibi bir beğ olmaktansa olmamak yek…
" Bu Türk ülkesini hem beğeniyor, hem yadırgıyordu. Burada açık ve temiz bir hava insanı sağlamlaştıran kımız ve gürbüz, sağlam kızlar olduğu için Türk ellerini seviyordu. Fakat güneşi keskin soğuğunun sert kişilerinin çetin ve kızlarının sarp olmasını hiç beğenmiyordu. Şimdi Çinde olsaydı,hoşuna giden bir kızı çoktan elde etmiş olurdu. Halbuki kendisi ünlü bir beğ olduğu halde burada her hangi bir kızı elde etmek şöyle dursun, onunla arkadaşlık bile edememişti."
Sayfa 60
Reklam
Beg Sagusu
Çuluk Kağan öldü mü? Türkler başsız kaldı mı? Korkak Çinli güldü mü? Parçalanır yürekler! Kim bize kurdu tuzak? Tanrı Türklerden uzak! Kağandır yurda bezek, Parçalanır yürekler! Çuluk Kağan yiğitti, Şimdi uçmağa gitti. Bunu bize kim etti? Parçalanır yürekler! Yıldızımız sönmüştür, Yağılar sevinmiştir, Kağan ağulanmıştır, Parçalanır yürekler!
Bu Türk ülkesini hem beğeniyor, hem de yadırgıyordu. Burada açık ve temiz bir hava, insanı sağlamlaştıran kımız ve gürbüz, sağlam kızlar olduğu için Türk Ellerini seviyordu. Fakat güneşinin keskin, soğuğunun sert, kişilerin çetin ve kızların sarp olmasını hiç beğenmiyordu. Şimdi Çin’de olsaydı, hoşuna giden bir kızı çoktan elde etmiş olurdu. Halbuki kendisi ünlü bir beğ olduğu halde burada her hangi bir kızı elde etmek şöyle dursun, onunla arkadaşlık bile edememişti.
Tüng Yabgu Kağan’ın Elçileri
Güz gelmişti. Türk Ellerinin yaman yüzü Çin beği Şen-king'i bayağı sayrı etmişti. Bu Türk ülkesini hem beğeniyor, hem de yadırgıyordu. Burada açık ve temiz bir hava, insanı sağlamlaştıran kımız ve gürbüz, sağlam kızlar olduğu için Türk Ellerini seviyordu. Fakat güneşinin keskin, soğuğunun sert, kişilerin çetin ve kızların sarp olmasını hiç beğenmiyordu. Şimdi Çin'de olsaydı, hoşuna giden bir kızı çoktan elde etmiş olurdu. Halbûki kendisi ünlü bir beğ olduğu halde burada her hangi bir kızı elde etmek şöyle dursun, onunla arkadaşlık bile edememişti
- "Ben Türgiş Beği Oğulçak Buğra Beğim! Tüng Yabgu Kağan'ın ikinci elçisiyim. Bunları Kağanımız yüce Kara Kağan'a yolladı" dedi. Deriden yapma kutunun içi altın dolu idi. Oğulçak Buğra yerine dönünce ikinci beğ ilerleyip Kağan'ı selamladı..
Reklam
Almıla ardına baktı: Çinli beğ kendisine yaklaşırken ötekiler de ona yaklaşıyorlardı. Gözleriyle arkasını bir süzdü: Onbaşı Pars’ı görmüştü. Göz göze geldikleri zaman sanki ikisinin gözlerinden birer gizli ışık çıktı ve bu ışıklar ok gibi giderek ötekinin yüreğine yerleşti.
Bozkurtların Ölümü, Türkiye Yayınevi tarafından yedi defa basılmıştır: 1946, 1951, 1955, 1958, 1962, 1966, 1970. Bundan sonraki baskılar Ötüken Neşriyat'a aittir. Ötüken Neşriyat, Bozkurtların Ölümü ile, daha önce Türkiye Yayınevi'nde sekiz defa basılmış olan Bozkurtlar Diriliyor romanını Bozkurtlar adı altında birleştirmiştir.
Katun da öfkelenmişti. İşte bir ozan yüce bir beğ olan kendi kardeşiyle açıkça alay ediyordu. Kağana eğilerek: - Bu bayağı kişinin yüce konuğu kınamasına göz yumacak mısın? dedi. Kağan aynı taş hareketsizliği içinde cevap verdi: - Ozanların sözü kutludur kesilmez
- Sen bu aklınla yüce bir Tarkan olsan gerekti. - Senin gibi bir beğ olmaktansa olmamak yek. 𐰚:Ek, k
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.