Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Tanrım, Türkleri Rıza Nur’a benzeyen kişilerden mürekkep bir millet kıl. İsmet Tümtürk
Sayfa 22 - Orkun(1962-1964)Kitabı okudu
Atsız, ülkülerin bir “milletin manevi gıdası” olduğuna inanıyordu. Ülküsü olmayan milletler ya silik kalmaya mahkum olur veya yok olurdu. Ülküler uğruna ölünmeliydi. Milletler de ölebildikleri kadar yaşamak hakkına sahip oldukları için ölümü göze alamayan milletler içten içe çürümüş milletlerdi.
Reklam
Ahlak, Türkçülere göre, bir milleti vücuda getiren en önemli manevi unsurlardan biriydi. Tabii bu ahlak milli, Türk’e has olmalıydı.
Türkeş’in Atsız’la tanışması 1930’lu yılların ortalarına rastlamaktaydı. İlerleyen yıllarda da devam edecek olan bu birliktelik, 1944 yılında Atsız’ın evinde yapılan aramalarda Türkeş’ten gelen mektupların bulunması sebebiyle Türkeş’in de hapse girmesine yol açacaktı. Tahliyelerin ardından Türkeş, Atsız’ın Orkun (1950-1952) dergisinde “Kazganoğlu” imzasıyla yazılar kaleme aldı. İkilinin tanışmalarında başlayan ilişkileri arkadaşlık, dostluk ve tabii ülküdaşlık çerçevesinde uzun yıllar devam etti. Atsız, Türkeş’e yazdığı mektuplarında “Aziz Kardeşim Alparslan” diye hitap ediyor, Türkeş ise Atsız’dan kızlarına isim babalığı yapmasını rica ediyordu. 1960 İhtilali ise, tam anlamıyla bir dönüm noktası olacaktı. İhtilali gerçekleştiren subaylar arasında Türkeş’in de bulunuyor olması birçok Türkçü’yü heyecanlandırmıştı. Öyle ki Atsız, Türkeş için “artık bayraktar o” diyecekti. Gerçekten de ilerleyen yıllar Atsız’ı haklı çıkardı. Türkeş, İhtilal’den sonra Türkiye’den ayrılmak zorunda kalacak, döndüğünde ise Türkçülüğün tarihinde yeni seyir başlayacaktı.
Türklerin tarihi vatanını bağımsızlığa ve Türkiye ile birliğe kavuşturmaktı.
Atsız’a göreyse masonluk, “Türkçülük düşmanı bir teşekküldü”, bu yüzden Türkçüler ona düşmandı. Siyonizm ise “insanlık düşmanı bir fikir”di. Türkçüler, Siyonistlerin Filistin’de Türk ordusunu arkadan vurduğunu unutmamalı ve bunlara karşı her zaman uyanık bulunmalıydı.
Reklam
Türkçülüğün, Gökalp’tan sonra en önemli ideologlarından biri olan Atsız’ın en sarih tanımı ise şöyleydi: “Türkçülük, büyük Türkelinde Türk uruğunun kayıtsız-şartsız hakimiyeti ve istiklali ile Türklüğün her yönden bütün milletlerden ileri ve üstün olması ülküsüdür.”
Atsız, “Türk Milletine Çağırı” adlı makalesinde milli şuur, din, rejim, Turancılık, Türk Dili, askerlik, sosyal adalet, hukuk gibi konularda bütün Türkçüleri “kucaklayan” ve bütün Türkçülerin “asgari müşterek”te buluşabilecekleri bir yapı kurmuş ve makalesinin sonunda, daha sonra Alparslan Türkeş tarafından “9 Işık Doktrini” olarak benimsenecek dokuz ana ilke belirlemişti: 1- Türkçüyüz 2- Arınmış Türkçeciyiz 3- Yasacıyız 4- Toplumcuyuz 5- Millî gelenekçiyiz 6- Demokrasiye taraftarız 7- Ahlâkçıyız 8- Bilimciyiz 9- Teknikçiyiz
Atsız, daha 1930’larda, milli ahlaktan muradının “cephelerde kan, tarlalarda alın teri akıtan milletin malına göz dikmemek; millet yolunda yaşamak, çalışmak ve ölmek” olduğunu söylüyordu.
"Orhun'dan gelen sesin kozmopolit ve marazi değil "erkek" ve "milliyetçi" bir ses olduğuna inanıyordu. Ayrıca Orhun yolcuları "iyi insanlar" değil "iyi Türkler" istiyorlardı."
Reklam
Türkçülüğün üçüncü "düşmanı", "Halk Partisi zihniyetidir."
.... en büyük kahramanlığı yapsanız bile en küçük karşılığı beklemeyiniz.
Sayfa 92 - Ötüken Neşriyat
Türkçüler için komünizm bir fikir hareketi olmaktan çok Türklerin kadim ”düşman”ı “Moskof”un yayılmacılık için kullandığı bir araçtı. Esasen Türkçüler komünizmi bir doktrin olarak değil, “Rus emperyalizmine hizmet eden bir beşinci kol faaliyeti” olarak gördükleri için karşıydılar. Türkçüler, komünizmi Moskof emperyalizmi olarak tanımladıktan sonra Türkçüler tarafından bu fikrin Türkiye’deki mümessillerinin “Moskof ajanı” olarak kabul edilmesi doğaldı. Zira Türkçülere göre bu kişiler Türkiye’nin varlığına “kastediyorlardı.” Komünist olmak “Moskofçu” olmaktı, “Moskofçu” olmaksa “Türk’e düşmanlık” etmekti.
Millet ve vatan haini olmak için mutlaka askeri sırlar çalarak para ile düşmana satmak icab etmez. Kendi milletinin düşmanlarına hayranlık beslemek, onların davasını gütmek, kendi kültür ve mazisini inkar etmek de hainliktir. İslam Birliği ve kardeşliği kuruntudur. Dinin baş unsur olduğu çağlarda bile gerçekleşmemişti. Bundan sonra, araya bu kadar ihanet ve düşmanlık girdikten sonra asla gerçekleşmiyecektir. Gerçekleşecek olan birlik İslâm birliği değil, Adalar Denizinden Altayların ötesine kadar Türk Birliği olacaktır
1.437 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.