Aydin Aliev

ŞEYTAN SOYU
20. yüzyılda bir dizi dünya savaşı çıkarmak ve üçüncüyü de Müslüman dünyasına karşı başlatmak fikri, 19. yüzyılda, Ameri­kan İç Savaşı generallerinden biri olan, sonra da İskoç Masonları Büyük Üstadı unvanını alan Albert Pike tarafından geliştirildi. Bu kurgunun son bölümleri bizim dönemimizi ilgilendiriyor olsa da, başlangıcı en azından M.Ö. 6. yüzyıla kadar dayanan bir gizli öğ­retiyle ilişkilidir. Öğreti, Yahudiliğin içinde gibi görünen ama asıl amacı dünyaya egemen olup, dini ortadan kaldırmak ve Şeytan inancını yerleştirmek olan, Kabala olarak bilinen bir nifak ittifakıy­la başlar. Bu Kabalacıların o günden beri amaçları, “Mesihlerini” dünyanın önderi yapmaktır ve İncil’i onların yorumlamasına bakı­lırsa, bu kişi Davut soyundan olacaktır. O günden beri, beklenen önderleri gelene dek bu sözde soyu korumak için kendi aralarında evlenmişlerdir ve tarihteki pek çok önemli kişi de onların arasın­dadır. Büyük İskender soyuyla evlenen bir İran hanedanıyla baş­larlar. Kral Herod’un (E.n: I. Hirodes veya Büyük Hirodes: M.Ö. 74-M.Ö. 4. Roma İmparatorluğu tarafından Yahudiye Eyaleti’ne atanan Yahudi Kralı. Birçok insan için, Hirodes hakkında en iyi bi­linen şey Matta İncili bölüm 2’de, Yeramya 31:15’ten nakille anla­tılan Masumların Katli hikâyesidir) ailesiyle birleşen bu hanedan, Roma İmparatorluğu’nun en önemli gizem okulu olan Mitra’yı oluşturmuş ve dağıtmıştır ve zamanla Hristiyan hareketine katkıda bulunup, Katolik Hristiyanlığını geliştirmiştir.
Reklam
“İlluminati”, aslında aynı amacı günümüzde sürdürmekte olan bireylere ve gizli örgütlere yakıştırılmış bir addır. Gerçekte, örgü­tün varlığı 18. yüzyıldan çok eskiye dayanır. Yahudi münafıkların Kabala’yı icat etmesiyle, M.Ö. 6. yüzyılda Babil’de başlamıştır. Ancak kendi kaynaklarına göre İlluminati, bir zamanların kayıp kıtası Atlantis’te yaşamış
Medeniyetler Çatışması
İslam, Batı için bir tehdit değildir. Asıl gerçek, bunun tam ter­sidir. İslami terör örgütleri, Batı’nın hizmetindeki düzenbazların yataklarıdır. Aşırı İslamcılarla Batı güçleri arasında karşılıklı iliş­kiler bulunduğu zaten alenen bilinmektedir ama asıl gerçek daha da sinsidir. İslamcı teröristler, karmaşık bir gizli topluluklar ağı üzerinden Batılı güçlere bağlıdırlar. Görünüşte apayrı dinlere tu­tunduklarını söylüyor olsalar da, İslamcı teröristler de Batılı ben­zerleri gibi, esrarengiz bir öğretinin peşinden gitmekte, Şeytan’a tapmakta ve din kurumunu kitleleri yanıltmak için kullanarak, sa­vundukları inançların kâfir bir türevini uygulamaktadırlar. Bu ağ, “İlluminati” olarak adlandırılan hain bir topluluk tarafından or­taklaşa yönetilmektedir. İlluminati, 1776 yılında Adam Weishaupt tarafından Almanya’da kurulmuş gizli bir örgütün adıdır. Varlığı, tarihçilerin bile uzlaşmakta zorluk çekmediği bir tarihsel gerçek­tir, çünkü su götürmez kanıtlar bulunmaktadır. Ancak 1784’de bu topluluk ifşa oldu ve dağılmak zorunda kaldı. Bu nedenle âlimler, bu komplonun günümüze kadar uzanmadığını öne sürdüler. Yine de, Weishaupt, ta o zamanlar “Ben her şeyi düşündüm ve hazır­landım. Örgüt bugün çökecek olsa bile, bir yıla kalmaz eskisinden de parlak biçimde yeniden kurabilirim” diye övünüyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Öyle insanlar vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böyleleri, samimi olduğuna Allah’ı bile şahit tutar. Hâlbuki onlar, hasımların en yamanlarıdır.” Kur’an, Bakara Suresi, 204. Ayet “Amerikan halkı ne yapmış olduğumuzu öğrenecek olursa, bizi sokak lambalarından sallandırır.” George H.W. Bush
Hitler konuşmasını şöyle devam ettirmektedir:
"Yakarış ve çığlıklarımız bu gün dünyada duyuluyorsa bu­nun nedeni savaş tacirlerinin barışı istememeleridir. Bu tacirler kan dökülmemesinden hoşlanmazlar. Tabii ki bu alçaklar hiç­bir zaman kendi kanlarını dökmezler; onlar savaş meydanla­rında değil para kazanacakları borsalarda bulunurlar. Dökülen isimsiz askerlerin kanlarıdır!"
Reklam
Reklam
600 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.