Çocuk sahibi olmak, bir çocuk doğurmak isteği bütün benliğimi kaplıyordu. Adam da yabancım değildi, pek çok şeyi paylaşıyordum. Ne var ki. .. nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum, ona bağlıydım ama hayatımın geri kalan kısmını beraber geçirebileceğim bir tip değildi.
Ne olur, beni yanlış anlamayın, eğer evlenebileceğim bir adama rastlayabileceğimden emin olsaydım, beklerdim. Ama böyle bir güvence yoktu ortada. Kendi kendime şöyle dedim: Valia; yaşın otuzüçe geldi, sağlıklı bir kadınsın, iyi bir mesleğin, ilginç bir işin var, ekonomik olarak bağımsızsın, annen baban anlayışlı insanlar ve bir çocuk istiyorsun. O zaman belki hiçbir zaman gelmeyecek olan hayallerinin prensini beklemek niye? üstelik, bir gün bu prens çıkagelirse, çocuğun mükemmel bir babaya kavuşmuş olur. Olmazsa da, çocuğunun bütün ihtiyaçlarını sen fazlasıyla karşılayabilirsin.»