3 MAYIS'I ÜÇ İSİMDEN DİNLEMEK Hakan Paksoy, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, Prof. Dr. İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu Hakan Paksoy (HP): Millî Düşünce Youtube kanalı izleyicilerini selamlıyorum. Bugün önemli bir konuyu, Türk siyaset ve fikir hayatında ve devlet hayatında önemli olmakla birlikte çok da fazla üzerinde durulmayan bir olayı
Buhara emirinin sürgün yılları Yeni yüzyılla birlikte gelen yeni fikirler ve güçlü değişimler sonucunda tahtını kaybeden emir, 1921 Mart'ında, yanında 300 kadar askeriyle birlikte Afganistan'a geçmek zorunda kalmıştı. Amacı, başta Afganistan olmak üzere yabancı ülkelerden yardım sağlamak ve Buhara'daki koşulların düzelmesi durumunda
Reklam
Kendini ifade etme yetisi olmayan toplumun 8 sözcük kapasitesi. Kendini ifade edemeyen bir topluma dönüştüğümüzü kanıtlayan 8 sözcük varmış. Bunlar; Aynen...Hayırlısı...Sıkıntı yok...Tabi ki de...Yapacak bir şey yok...Valla bence de öyle...Kesinlikle...Kısmet...gibi sözcüklermiş. Sözcüklere kısaca bakarsak, bunları kullanan toplumu da anlayabiliriz belki...! AYNEN- İnsanı düşünmekten kurtarır. HAYIRLISI- Hayatın belirsizliklerine dini motifle yanıtlama rahatlığı verir SIKINTI YOK - Var ama konuşmanızı, deşmenizi istemediğinizi belirtir. TABİ Kİ DE- Söyleyecek bir şeyim yok takırtısı. YAPACAK BİR ŞEY YOK - Düşünme ve eylem yetisinin elinden alındığına kendini haklı göstermeye yarar. VALLA BENCE DE ÖYLE- Düşünüpte ne değişecek sanki, duygusu. KESİNLİKLE - Kuvvetli onay lakırdısı. KISMET- İşte super kelime...Senin benim bir şey yapmana/yapmamana gerek yok arkadaş,illahi güç isterse olacaksa olur. Valla iyiymiş 8 sözcüğe sığan bir hayat... Ne diyelim ne edelim, YAPACAK BİR ŞEY YOK...! Sedat Yılmaz Birde Benden'iz ekliyeyim; -Boş veer,kafaya takma seninle mi değişecek.? Oysa tam da onunla değişecek.. Ve Sokrates noktayı koyuyor; Dünya yı mı değiştirmek istiyorsun,kendinden başla." Herkes bildiğini ekleyebilir.(...
528 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Selamlar herkese, canim hirsizlarima veda ettim bu kitap ile . Çok ama çok güzeldi, ilk kitaptan da fazla hemde. #hırsızlarınyemini kitabı hem aksiyon yönünden, hem duygusallık yönünden ve de olmazsa olmaz romantizm yönünden oldukça doyurucuydu. Ba-yil-dim Ayrıca her yaş okuruna hitap edecek türden bir fantastik seri olduğunuda belirtmek isterim . Gelelim konusuna; Bu kez asiklarimizin yolu bu kitapta uzun süre ayrıldı, ancak bu ayrılık ellerinde olmayan zorunlu bir ayrilikti. Fakat ben bu ayrılığı bile çok sevdim. Evet çoğu yerde ne zaman karşılaşacaklar diye bir sabirsizlanma yasadiysamda bu durum her ne kadar uzasada okuttu, o bile güzeldi ya. Ayyy kötü tek yorumum olamaz. İlk kitabın sonunda (burası spoiler olabilir kusura bakmayın ) Jase kralice tarafından affedilip, yanında Kazi'yi de elçi olarak gönderince, çiftimiz mutlu mesut ailelerinin yanına ulaşıp tüm olan biteni anlatma heyecanı yaşarken bir anda saldırıya ugruyorlar ve bu saldırı sonucu ayrı düşüyorlar. İkisi de birbirinin öldüğünü dusunsede bir yandan bir umut birbirleri için yaşamaya calismalari, Kazi'nin herseye rağmen Jase icin, onun krallığını ve ailesini kurtarmaya çalışması çok onurluydu. Ama kızın bu onurunu anlamadı Ballenger ailesi o ayrı . Jase ise tüm o saldırı sonrası iyileşme sürecinde sadece Kazi'yi düşünerek onun hayali ile hayata tutunmasi, aman Allah'im bu nasıl güzel sevmek ya . Valla aynen böyle gözlerimden kalpler çıkararak okudum Jase'in sahnelerini. Kitap bu kez ilk sayfalardan itibaren çok heyecanlıydı, asla sıkılmadım, benim okumam biraz uzun sürdü ama bu benimle ilgili bir durumdu sadece. İlk kitabı okuduysaniz hiç bekletmeden alın okuyun derim
Hırsızların Yemini
Hırsızların YeminiMary E. Pearson · Martı Yayınları · 2022918 okunma
İşte loblar arasında geçen minik bir diyalog: Sol lob - Nesneleri veriyorum. Bir bardak çay ve bir çay kaşığı... Sağ lob - Tamam işte çayı karıştır. Sol lob - Hayır öyle değil! Alışılmadık bir şey istendi. Sağ lob - Nasıl yani? Sol lob - Valla bilmiyorum. Daha önce hiç yapmadığımız bir şey... Sağ lob - Daha önce hiç yapmadığımız bir şey mi? Sol lob - Evet aynen öyle. Hemen başlasan iyi olur! Sağ lob - Bulamıyorum abi be! Sol lob - Zorla kendini mutlaka bulursun... Sağ lob - Buldum galiba! Çay kaşığı ile çay servisi yapmak... Sol lob - Harikasın valla! Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi...
Sayfa 39
Çocuk sahibi olmak, bir çocuk doğurmak isteği bütün benliğimi kaplıyordu. Adam da yabancım değildi, pek çok şeyi paylaşıyordum. Ne var ki. .. nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum, ona bağlıydım ama hayatımın geri kalan kısmını beraber geçirebileceğim bir tip değildi. Ne olur, beni yanlış anlamayın, eğer evlenebileceğim bir adama rastlayabileceğimden emin olsaydım, beklerdim. Ama böyle bir güvence yoktu ortada. Kendi kendime şöyle dedim: Valia; yaşın otuzüçe geldi, sağlıklı bir kadınsın, iyi bir mesleğin, ilginç bir işin var, ekonomik olarak bağımsızsın, annen baban anlayışlı insanlar ve bir çocuk istiyorsun. O zaman belki hiçbir zaman gelmeyecek olan hayallerinin prensini beklemek niye? üstelik, bir gün bu prens çıkagelirse, çocuğun mükemmel bir babaya kavuşmuş olur. Olmazsa da, çocuğunun bütün ihtiyaçlarını sen fazlasıyla karşılayabilirsin.»
Reklam
119 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.