Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Oysa kafalar ayrı çalışıyordu. Ben uçuyordum göklerde, O ise başımın üstünde beni görmüyordu...
Bakkal Amca
Bedavadan biraz pahalı dedi Hamit amca. Pis bakkal mı diyeceğim adama? Hamit amca diyor tüm mahalle, biliyor hepsi ne mal olduğunu. Yeni getirdiği Çin malı ıvır zıvırları satmaya çalışıyor herkese. Kazıklanmaya en uygun model de benim ona göre. Küçüklükten beri hastayım böyle şeylere ya, kırk yaşında adam, her geçişte takılıyorum buraya. Fıstık
Reklam
Kafa bulan kafalar.
Gırgırcı fadik saat 22:30 da birden oturduğu yerden kalktı ve dip köşe toz bulmaya çalıştı. Fakat oda ne bütün gün evi dip köşe yaptığı için bitane bile bulmadı. Ama anlamıyordu burnuna kaçan toz olmalı ki bu kadar hapşırık öksürük tutuyordu onu, gözleri ağlak ağlak oturuyordu yerine. Hatırlamıştı bunun mevsimlerden kaynaklandığını. Biran önce
Behlül Dana Hazretleri, bir gün pazara üç tane kurukafa getirerek satmaya başlamış ve her üçüne de ayrı ayrı fiyat takdir etmişti. Bu kafaları kaça satıyorsun diyenlere, birini bir paraya, birini on paraya, birini de ağırlığınca paraya sattığını söyledi. Behlül'ün bu tuhaf hareketlerini seyrederlerken biri dayanamayarak: — Ey Behlül! Bunların üçü de kurumuş kafalar olduğu halde sen üçüne de ayrı ayrı fiyat biçiyorsun. Bunların birbirlerinden ne farkı var ki? dedi. Behlül Dana Hazretleri, bundaki esrarı şöyle anlattı: -- Şu birincisi, taş kafadır. Bunun değeri hepsinden düşük.Çünkü hu hiç nasihat dinlemez ve ihtiyaç da duymaz, --ikincisi, yani on paralık kafa ise nasihat dinler ama tutmaz...Bir tarafından girer öbür tarafından çıkar. Bunun adı da boş kafadır. - -Üçüncüsü ise tam kafadır. Hem dinler, onunla amel eder, hem de başkasına öğretir, İşte en kıymetli kafa budur. Bunu da ağırlığınca paraya veriyorum, dedi. Tabii ki bunda anlayanlar için büyük hikmetler gizlidir. Velilerin hareketi ilk nazarda tuhaf gibi olsa da o çok değerlidir aslında..! Behlül Dana hz..'dan
//KARININ KIZI//
"KARININ KIZI" Hani yeni yetme gençlerin aşkin ilk baslangictaki o tarifsiz korkulari,ve utangacliklari yenice yaşamaya başladigi,ve bu yüce duygulari bir kac samimi dosttan baska kimseciklere söylenemeyen,o körpecik yüreklrinzin gümbür ,gümbür carptigi guzel yillarniz olmustur elbet!! Uzun yillar once bi arkadasimla bizim
"Kırlangıçları hep çok sevdim. Ayvalık’ta bir açık hava otelindeyim, resepsiyon da açıkta. Resepsiyonun köşesinde bir kırlangıç yuvası var; üç yavru, kafalar dışarda, gagalar açık. Anne ve baba gidip gelip yiyecek getiriyorlar ve ayrı zamanlarda geldikleri için birbirlerini görmüyorlar. Anne birinci yavruya yem veriyor, birazdan baba gelip ikinciye, anne tekrar geldiğinde üçüncüye, baba gelip birinciye. İnanılır gibi değil, sırayı hiç şaşırmadılar: ADALET👍 Akşama doğru sudan çıktım, baktım yuvaya siyah bir kedi yaklaşmış. O ufacık ana baba canhıraş bir şekilde dalıp, çıkıp kediyi uzağa kadar kovaladılar: CESARET👍 Otel sahibi şunları anlattı: bahar başlarında göçten döndüklerinde yuvanın bulunduğu bölümün kapalı olduğunu görünce, resepsiyon görevlisinin kaldığı odaya girip çıkıp onu uyandırmışlar: AKIL👍 Sabah su içmek için fiskiyenin üzerinde dolaşıp çığlıklar atıyorlardı, ta ki fiskiye açılana kadar: İLETİŞİM👍 Yuvalarını öyle bir yaparlar ki yıllarca dayanır: KALİTE👍 Yazları sıcak ülkelere göç ederler: YENİLİK👍 Onların yaptığı yuva, diğer kuşların saman çöplerini üst üste koyarak yaptığı dingildik yuvalara hiç benzemez. Benzer bir yuva yapabilen başka bir kuş yoktur: FARKLILIK👍 Hiç kırlangıçları bir yerde pineklerken hatırlıyor musunuz? Devamlı uçarlar: ÇALIŞKANLIK👍 İnanılmaz hızlıdırlar, su zerresini havada yakalarlar: HIZ👍 Binlerce mil uzaktan hep aynı yuvaya dönerler. Ömürlerinin sonuna kadar yuvalarına bağlıdırlar: YURT SEVGİSİ👍 Kırlangıçları hep çok sevdim." Ahmet Şerif İzgören
Reklam
Alıntı
Kırlangıçları hep çok sevdim. Belki bize de örnek olur. Ayvalık’ta bir açık hava otelindeyim, resepsiyon da açıkta. Resepsiyonun köşesinde bir kırlangıç yuvası var; üç yavru, kafalar dışarda, gagalar açık. Anne ve baba gidip gelip yiyecek getiriyorlar ve ayrı zamanlarda geldikleri için birbirlerini görmüyorlar. Anne birinci yavruya yem veriyor, birazdan baba gelip ikinciye, anne tekrar geldiğinde üçüncüye, baba gelip birinciye. İnanılır gibi değil, sırayı hiç şaşırmadılar: ADALET. Akşama doğru sudan çıktım, baktım yuvaya siyah bir kedi yaklaşmış. O ufacık ana baba canhıraş bir şekilde dalıp çıkıp kediyi uzağa kadar kovaladılar: CESARET. Otel sahibi şunları anlattı: Bahar başlarında göçten döndüklerinde yuvanın bulunduğu bölümün kapalı olduğunu görünce, resepsiyon görevlisinin kaldığı odaya girip çıkıp onu uyandırmışlar: AKIL. Sabah su içmek için fıskiyenin üzerinde dolaşıp çığlıklar atıyorlardı, ta ki fiskiye açılana kadar: İLETİŞİM. Yuvalarını öyle bir yaparlar ki yıllarca dayanır: KALİTE. Yazları sıcak ülkelere göç ederler: YENİLİK. Onların yaptığı yuva, diğer kuşların saman çöplerini üst üste koyarak yaptığı dingildik yuvalara hiç benzemez. Benzer bir yuva yapabilen başka bir kuş yoktur: FARKLILIK. Hiç kırlangıçları bir yerde pineklerken hatırlıyor musunuz? Devamlı uçarlar: ÇALIŞKANLIK. İnanılmaz hızlıdırlar, su zerresini havada yakalarlar: HIZ. Binlerce mil uzaktan hep aynı yuvaya dönerler. Ömürlerinin sonuna kadar yuvalarına bağlıdırlar: YURT SEVGİSİ. Kırlangıçları hep çok sevdim .
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.