Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bakkal Amca
Bedavadan biraz pahalı dedi Hamit amca. Pis bakkal mı diyeceğim adama? Hamit amca diyor tüm mahalle, biliyor hepsi ne mal olduğunu. Yeni getirdiği Çin malı ıvır zıvırları satmaya çalışıyor herkese. Kazıklanmaya en uygun model de benim ona göre. Küçüklükten beri hastayım böyle şeylere ya, kırk yaşında adam, her geçişte takılıyorum buraya. Fıstık
Şef Süleyman Engin; Kadından Aşçı'mı Olur... Başlığı görünce, dur bakalım bu yazının altından neler çıkacak dediğinizi duyar gibi oldum. Aslında bu başlığı kullanıp kullanmama konusunda anlık bir tereddüt yaşadım ama sonra düşündüm ki; ön yargılarından arınmış bir okuyucu kitlesine sahip olduğumu hatırladım. Zaten yazı içeriğini
Reklam
"Dar kafalı ve "boş kafalı" ayrı yazıldığı gibi şiddetle ayrı durulması gereken kafalar.. "Dikkafalı" ise bitişik yazıldığı gibi diğerlerine nispeten daha yakınlık kurulabilir..
Soru: Peki bilgisayar, İnternet? ne düşünüyorsunuz?
İoanna Kuçuradi
İoanna Kuçuradi
Ben elimi sürmüyorüm bilgisayara, bilgisayar kullanmıyorum, bana basılıp veriliyor. Dolayısıyla İnternet. Tabiki bana İnternetten birşeyler geliyor ama ben elimi sürmüyorüm. Karşı olduğun şeyde senin de katılmaman gerekiyor. Çok işe yarıyor tabi, eğer bunu bana yapacak insan olmasaydı ne yapardım? Belki öğrenirdim ben de bir yere kadar... TEPKİM VAR! Kullanışına tepkim var. Yani herşeyi ona uydurmaya çalışıyoruz. Nedir orada beni en çok rahatsız etmekte olan şeylerden biri - ve başla şeylerde de yalnız burada değil- bu MODÜL kelimesi. HERŞEY MODÜL MODÜL YAPILIYOR. Bilgisayarın ve İnternetin bunda çok büyük rolü var. YAN YANA KOYUYORSUN VE BAĞLANTILARI GÖREMİYORSUN. VE MODÜLER KAFALAR YETİŞTİRİLİYOR, ÇOK TEPKİM VAR BUNA! Şimdi modadır modüller, böyle kopuk kopuk. Bir odada modül, bir eşyayı alırsın buraya koyarsın, onu başka tarafa koyarsın. Ama kafalar böyle değil. Yani mesela bir program bir bütündür. Diyelim 3-4 senelik bir program(bölüm) bir bütündür. Yanyana getirilen parçalar değildir. Birbirinin üzerine kurulur programlar, birçok şeyde böyledir. Birbirini farzederek kurulması gerekiyor diyorum, kurulmuyorsa ayrı o da kabahat. Bu bilgisayarın çok büyük rolü var bunda. Böyle şeyler birikiyor ve benim tepkim var!
Kesit.
vatanı savunur gibi savunuyorlar yanlışlarını. yandaş veya candaş; adı menfaatine göre şekillleniyor bu topraklarda. kahpeliğin en ucuzu burada, yok pahasına.. seç, tepe tepe kullan. bu yangında, tarafsızlık namussuzluktur amenna.. ama namussuzluğu savunanlar yine bildiğimiz o namussuzlar, olmadı böyle. yenilik; acıya katlanabildiğin kadar yeni ve
Kafa bulan kafalar.
Gırgırcı fadik saat 22:30 da birden oturduğu yerden kalktı ve dip köşe toz bulmaya çalıştı. Fakat oda ne bütün gün evi dip köşe yaptığı için bitane bile bulmadı. Ama anlamıyordu burnuna kaçan toz olmalı ki bu kadar hapşırık öksürük tutuyordu onu, gözleri ağlak ağlak oturuyordu yerine. Hatırlamıştı bunun mevsimlerden kaynaklandığını. Biran önce
Reklam
Oysa kafalar ayrı çalışıyordu. Ben uçuyordum göklerde, O ise başımın üstünde beni görmüyordu...
Diyalektik *
_Spinoza: Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Leonardo da Vinci: Anlamadığın bir şeyi, ne sever ne de nefret edersin. _Marki de Sade: İnsanın anlamadığı ve bilmediği bir şeyden hoşlanmaması kadar doğal bir şey olamaz. _Gazali: Bir şeyi sevecek ya da düşman olacaksan, onu bilmen gerekir. _Freud: Sevmek için anlamaya gerek yok çünkü insan duygusal
Behlül Dana Hazretleri, bir gün pazara üç tane kurukafa getirerek satmaya başlamış ve her üçüne de ayrı ayrı fiyat takdir etmişti. Bu kafaları kaça satıyorsun diyenlere, birini bir paraya, birini on paraya, birini de ağırlığınca paraya sattığını söyledi. Behlül'ün bu tuhaf hareketlerini seyrederlerken biri dayanamayarak: — Ey Behlül! Bunların üçü de kurumuş kafalar olduğu halde sen üçüne de ayrı ayrı fiyat biçiyorsun. Bunların birbirlerinden ne farkı var ki? dedi. Behlül Dana Hazretleri, bundaki esrarı şöyle anlattı: -- Şu birincisi, taş kafadır. Bunun değeri hepsinden düşük.Çünkü hu hiç nasihat dinlemez ve ihtiyaç da duymaz, --ikincisi, yani on paralık kafa ise nasihat dinler ama tutmaz...Bir tarafından girer öbür tarafından çıkar. Bunun adı da boş kafadır. - -Üçüncüsü ise tam kafadır. Hem dinler, onunla amel eder, hem de başkasına öğretir, İşte en kıymetli kafa budur. Bunu da ağırlığınca paraya veriyorum, dedi. Tabii ki bunda anlayanlar için büyük hikmetler gizlidir. Velilerin hareketi ilk nazarda tuhaf gibi olsa da o çok değerlidir aslında..! Behlül Dana hz..'dan
Sanat ve Bediüzzaman – 6 Uzun yıllardır Bediüzzaman’ın dini konuları ve temaları anlatımda nasıl sanat ve estetik kuramlarına göre hareket ettiğini anlatmaya çalışıyorum. Türkiyede muhafazakârların sanat ve estetik gibi bir gayreti yok, Bediüzzaman’ın sanat lügatine ve sanat meselelerine ve eşyaya ve tabiata bakışında nasıl sanatın
Reklam
Atatürk
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
//KARININ KIZI//
"KARININ KIZI" Hani yeni yetme gençlerin aşkin ilk baslangictaki o tarifsiz korkulari,ve utangacliklari yenice yaşamaya başladigi,ve bu yüce duygulari bir kac samimi dosttan baska kimseciklere söylenemeyen,o körpecik yüreklrinzin gümbür ,gümbür carptigi guzel yillarniz olmustur elbet!! Uzun yillar once bi arkadasimla bizim
İslam öyle güzel bir din ki aslında biz tanımıyoruz bilmiyoruz çünkü okumuyoruz sorgulamıyoruz. Günümüz çağında kulaktan dolma bir islam ile yaşıyoruz o yüzden kafalar karışık ülke bu halde..Gittikçe kötüye gidiyoruz.Ekonomiden anlarsınız ne durumda olduğumuzun. Müslüman bir ülkede fakir ile zengin ayrı mı olur mu sanıyorsunuz .
"Kırlangıçları hep çok sevdim. Ayvalık’ta bir açık hava otelindeyim, resepsiyon da açıkta. Resepsiyonun köşesinde bir kırlangıç yuvası var; üç yavru, kafalar dışarda, gagalar açık. Anne ve baba gidip gelip yiyecek getiriyorlar ve ayrı zamanlarda geldikleri için birbirlerini görmüyorlar. Anne birinci yavruya yem veriyor, birazdan baba gelip ikinciye, anne tekrar geldiğinde üçüncüye, baba gelip birinciye. İnanılır gibi değil, sırayı hiç şaşırmadılar: ADALET👍 Akşama doğru sudan çıktım, baktım yuvaya siyah bir kedi yaklaşmış. O ufacık ana baba canhıraş bir şekilde dalıp, çıkıp kediyi uzağa kadar kovaladılar: CESARET👍 Otel sahibi şunları anlattı: bahar başlarında göçten döndüklerinde yuvanın bulunduğu bölümün kapalı olduğunu görünce, resepsiyon görevlisinin kaldığı odaya girip çıkıp onu uyandırmışlar: AKIL👍 Sabah su içmek için fiskiyenin üzerinde dolaşıp çığlıklar atıyorlardı, ta ki fiskiye açılana kadar: İLETİŞİM👍 Yuvalarını öyle bir yaparlar ki yıllarca dayanır: KALİTE👍 Yazları sıcak ülkelere göç ederler: YENİLİK👍 Onların yaptığı yuva, diğer kuşların saman çöplerini üst üste koyarak yaptığı dingildik yuvalara hiç benzemez. Benzer bir yuva yapabilen başka bir kuş yoktur: FARKLILIK👍 Hiç kırlangıçları bir yerde pineklerken hatırlıyor musunuz? Devamlı uçarlar: ÇALIŞKANLIK👍 İnanılmaz hızlıdırlar, su zerresini havada yakalarlar: HIZ👍 Binlerce mil uzaktan hep aynı yuvaya dönerler. Ömürlerinin sonuna kadar yuvalarına bağlıdırlar: YURT SEVGİSİ👍 Kırlangıçları hep çok sevdim." Ahmet Şerif İzgören
"Ben, şu anda iki ayrı insanım. Biri her şeye ağlıyor; öbürü her şeye gülüyor."
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.