Geniş, siyah gölgesi hayatımı kaplayan,
Tepemde kanat germiş bir kartaldır yalnızlık.
Kalp çarpıntılarıyla günleri hesaplayan
Bir benim, benim olan bir masaldır yalnızlık.
Gördüm yapraklarımın bir bir döküldüğünü,
Baharda yaşamanın bilmedim nedir tadı.
Gemi yüzü görmeyen bir limanın hüznünü
Kimsesiz gönlüm kadar hiçbir gönül duymadı.
Bir ayna parçasından başka beni kim anlar,
Bir mum gibi erirken bu bitmeyen düğünde?
Bir kardeş tesellisi verir bana aynalar;
Aynalar da olmasa işim ne yer yüzünde?
-Cahit Sıtkı Tarancı
"Ah, havalar hep böyle güzel gitse, Niko!"
Oturur beklersiniz. Kimi beklersiniz?
Neden beklenen gelmez bir türlü! Sesleri
Dinlersiniz, o deniz ötesi sesleri
Her gece bir kişinin uyumadan önce seni düşündüğünü biliyor muydun?.
Birisi için bütün dünyayı kastediyorsun.
Biri doğmamış olabilir, sizin için doğmuş olabilir.
Sen özel ve eşsizsin.
Varlığından şüphelenmeyen biri bile seni seviyor.
Ben seni sevdiğimi bilmeni değil.
Seni sevdiğime inanmanı istiyorum.
Yoldaşını çok övme, ayrılık gelir.
Bir ben
Yarısı yenmiş bir elmaydık bana sorarsan
İkimizdik, iki kişi değildik
Bakıyorsak birlikte bakıyorduk gözlerimin içine
Birlikte gözlerinin içine bakıyorduk senin
Yanlıştı, doğruydu, hiç bilmiyorum
Sanki bir bakıma ayrılık böyle.
Karşılıklı otursak da ne zaman
Masa örtüsünü ikiye bölen ellerimizdi
Bir tırnak yeşilinden gerisin geriye
Ayak bileklerimizden gerisin geriye
Bütün bunlar gereksiz, bilmiyorum sanma
Gereksiz ama yalnızlık böyle.