Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşe Demircan

“Benim bir başka insan tekine vekâlet edebildiğim tek şey her zaman hep utanç duygusudur; ben hep başkalarının hesabına, onların yerine utanıyorum. Vekâleten utanç duyuyorum,kendi var olma utancım bana yetmiyormuş gibi başkalarının duyması gereken utancı da onların yerine duyuyorum.”
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
“Aşka gelince. Onu bir inşaat yeri gibi görüyorum; içinde kişiliğin söndürülmeye , parçalanmaya, yıkılmaya tabi tutulduğu bir inşaat alanı; başka bir şey değil. Gönüllü olarak, bile isteye kişiliğini yok etmek, ötekine açılmak, onda var olacak bir yer aramak.”
“İnsan ancak yalan söyleyeceği zaman konuşur. Ya da gerçekten hiçbir şey söylemeyeceği zaman. İki insan arasındaki en sakat, en eksik iletişim biçimidir konuşmak.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“İnsanın bir şeye bağlanması çok kolay değil. Bağlandığın andan itibaren nereye gideceğini sen değil bağlılıkların belirliyor. Kendini zincirleyip sonra da anahtarı yutmak gibi bir şey.”
Sayfa 186Kitabı okudu
“ Gece her şeyin üzerini örter , diye düşünür insan.Oysa gecenin örttüğünden çok hatırlattıkları vardır. Hatırlatırken sarstıkları, sarsarken suskunlaştırdıkları , suskunlaştırırken acıttıkları .”
Reklam
“Gerçekliğin hepimiz için bir saygınlığı , bir hatırı var. Bunca zaman kabullenmesi güç meselelere ben de buna hürmeten razı geldim. Ama gerçeklik aklımla oynayacak kadar beni hafife alacaksa bu kadarı nefsime ağır gelir”
“Yabancı bir kadınla birliktesin, sana ne okuduğunu soruyor veya aynı şeyi sen ona soruyorsun , eğer ikiniz de kitap okuyanlar alemine aitseniz paylaşılmış bir cennete el ele girmek üzeresiniz demektir. Bir kitaptan diğerine geçilir,kahramanlıkları, duyguları , efsaneleri, fikirleri , üslupları, umutları birlikte öğrenirsiniz “
Sayfa 403Kitabı okudu
“Tabi ki yargılıyorum sizi, hem de durmadan yargılıyorum. Vicdanı olan her varlık yargılama yükümlülüğüne sahiptir. Ama benim verdiğim hükümler ‘sanıklar’ ın varoluşunu etkilemiyor. Takdir ediyorum veya takdirimi geri çekiyorum, nezaket ayarı yapıyorum , ek kanıtlar ortaya çıkıncaya kadar dostluğumu askıya alıyorum,uzaklaşıyorum, yakınlaşıyorum, yüz çeviriyorum, cezayı tecil ediyorum, her şeyin üstünden sünger geçiriyorum-veya öyleymiş gibi yapıyorum. Muhataplarımın çoğu bunların farkına bile varmıyorlar .”
“Nefret edebileceğin şeylerin bir sınırı var. Dövebileceğin insanların , sarhoş olabileceğin gecelerin,kendi saçmalıkların için başkalarını suçlayabildiğin durumların, hepsinin bir sınırı var. Bir nevi uyuştucu bu ve her uyuşturucu gibi , bir noktada etkisini kaybediyor.
Sayfa 505Kitabı okudu
“Son iki aydır öğrendiğim bir şey varsa o da şu ki, arkadaşlık bir sis perdesinden başka bir şey değil. Bir gün , güvenilir diye düşündüğün insanların aslında yanıltıcı birer suretten ibaret olduklarını görüveriyorsun; sonra dönüp alçaklara baktığında , kanıksayıp kıymetini bilmediğin, seni destekleyen başka insanların varlığını fark ediyorsun.”
Sayfa 388Kitabı okudu
Reklam
“İnsan her şeye alışıyor. Seni görmeden yaşayamayacağımı sandığım günler çok geride kaldı. Ama yine de nadiren de olsa eski alışkanlıklarla ilk iş telefona sarılıp sana anlatma ihtiyacı duyuyorum. Ayrılığın en kötü tarafı şahidini kaybetmek sanırım. Birileri bilmeyince bazı şeyler hiç yaşanmamış gibi oluyor çünkü.”
“Şimdi tutup da ‘beni çok üzüyorsun’ falan filan demeyeceğim. Üzülmek mesele değil çünkü , üzüntülerle nasıl baş edeceğimi biliyorum. Ama bu kadar çok öfkeyi ne yapacağımı bir türlü bulamıyorum. Kavga etsek belki biraz rahatlarım . Ancak kavga belli bir samimiyet gerektirir. Seninle o kadar samimi olduğumuzu düşünmüyorum…
Bazen bir insanı o kadar sever , o kadar çok güvenirsin ki etrafındakiler onun için ne söylerse söylesin, o insanın hareketleri ne kadar şüphe çekici , ne kadar garip olursa olsun gene de umursamazsın. Senin için ona güvenmek her şeyden önemlidir. Şöyle düşünürsün : “Eğer ona güvenmezsem… Ona bile güvenemezsem hayatın ve yaşamanın ne anlamı var?” O seni aldatırsa hiçbir şeyin anlamı yoktur, zaten her şeyin sonu gelmiş demektir…
Sayfa 311Kitabı okudu
- Mademki huyu suyu bu kadar aykırı idi , neden evlendin? dedim. “Güzel olduğunu görmüyor musun? Bizim gibilerin öksesi hep kurulu durur , sıra sıra bülbüller düşer , biraz tutar azat ederiz. Fakat bu şahin ökseye gelmezdi, onunla evlenmeye mecbur oldum.” :)
Hiçbirimiz kendimiz değiliz, hiçbirimiz kendimiz olamayız. Herkesin seni bir başkası olarak görebileceğinden hiç kuşkun yok mu senin? Kendin olduğundan o kadar emin misin sen? Eminsen , kendin olduğuna emin olduğun o kişinin kim olduğundan emin misin?
Sayfa 416Kitabı okudu
Hayat dertlerle doluydu, acılarla, biri bitince öbürü gelen, öbürüne alışırken bir yenisi bastıran ve yüzlerimizi birbirine benzeten derin acılarla. Birdenbire de gelseler , bu acıların çoktan beri yolda olduğunu biliyorduk biz, onlara kendimizi hazırlamıştık , ama gene de dert , bir kabus gibi üzerimize çökünce bir tür yalnızlığa kapılıyorduk; başka insanlarla paylaştığımızı sandığımız zaman mutlu olacağımız umutsuz ve vazgeçilmez bir yalnızlık.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Nedir kardeş? Kardeş insanın aynada görünmeyen yüzüdür. Başka biri olabilme ihtimalidir. Hem kendin hem değil. Aynı rahmi paylaşıp geldiğinden ağız tadın, aynı çocukluğu paylaştığından zevklerin birbirine benzer. Hayatta tekken güzel bir ağaçsındır ama bir kardeş aşılar seni.Artık meyve veren bir ağaç olursun. (…) Kısa bir cümledir kardeş.Anlamı çok açık. Senden en çok kardeşin vazgeçer. Kötü biri olduğuna en son o inanır ya da inanmış gibi yapar. Kardeş senden emin olandır, emin ve razı. İyisiyle kötüsüyle onun yaptığını sen de yapmış sayılırsın.Kardeşin doğduğunda değil de büyümeye başladığında abisi , ablası olursun. Hayatı senden öğrenir, ağzının içine bakar. Sen bu hayatın içinde debelenirken , seninle birlikte buna tanık olandır.
Onu bunu bilmem, mesut olduğun bir şey yapıyorsan sonuna kadar gideceksin , zira bu alemde bizi hırpalayan, üzen bunca şeyin karşısında bir nebze hoşluk yaşamamıza vesile olabilecek o kadar az şey var ki , bir kuyumcu titizliğiyle bunları işlemek , çoğaltmak, zenginleştirmek lazım .
Sayfa 201Kitabı okudu
İnsanlar kanmak ister genç arkadaşım, kanmayan insan mutsuz olur. Aşk.. Büyüdüğünde aşık olacaksın , kendi yarattığın bir hayale tapacaksın. Yıllarca seni kandırabilir . Bu senin ahmak olduğun anlamına gelmez , Mesut olmak istediğin için yaparsın bunu. Hayal, gözdağı, sihir, aşk, dostluk… Ne dersen ne böyle bir oyundur. Nasıl ki sarhoş olmak için rakı içersen , kanmak için gider o oyunu seyredersin işte.. Kimseyi istemeyeceği bir yalanla kandıramazsın.
Sayfa 136Kitabı okudu
Mutluluğun bir rastlantı sonucu olmadığını , yaz yağmuru gibi birdenbire başımıza düşmediğini söylemeliyim. Gerçek mutluluk yavaş yavaş ,azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle , çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk , birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.
Sen,hepiniz çirkin bir balıkçının oltasına yakalanmışsınız. Balıkçının ayakları altındaki kovanın içinde yaşamak için çırpınıp duruyorsunuz. Dünya’yı o kova, yaşamayı ölmemek sanıyorsunuz. Özgürlüğünüz o kovanın hacmi, ömrünüz gün bitip balıkçı eve dönene kadar .
Sayfa 71
Aşk her zaman karşına çıkacağını bilmediğin, asla engelleyemeyeceğin, kabul etmekten başka çarenin kalmadığı bir fırtına gibidir. Kendini onun kollarına, senin için seçtiği yazgıya bırakırsın. Fırtına çimdiğinde belki kendini güneşin bütün bedenini ısıttığı bir bulutun içinde mutlulukla süzülürken bulursun, belki de soğuk ve yalnız kayalardan başka bir şeyin olmadığı bir kıyıda. Ne olacağını asla bilemesin. Ben sende bu bilinmezliği sevdim.
Sayfa 59
Reklam