Edebiyat
Edebiyat

YABANCI

110 syf.
9/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
YABANCI
“Bugün ‘anne’ öldü, belki de dün. Bilmiyorum.” diye başlayan bir kitap… “Anne” diyor cümlede, hatta tüm kitap boyunca, hiç “annem” diyemiyor. Çünkü onun gözünde hiç gerçekten annesi olmamış ki. Haber geliyor, annesinin ölüm haberi. Gidiyor ama hiç gitmemiş gibi davranıyor, insanların ona bakış açısı bu yönde en azından. Belki de gitmese daha az dikkat çekerdi. Annesinin ölüsüne bakmak istemiyor, hatta tabutun yanında gereğinden fazla rahat ve soğukkanlı davranıyor. Cenaze oluyor, bitiyor. Meursault artık işlerine geri dönüyor, sonuçta hayat devam ediyor. Bir süre bu soğukkanlılığını okuyoruz, hatta annesinin cenazesinin ertesi günü Marie ile sevişmelerini, sevgili oluşunu okuyoruz. Sanki hiç annesi ölmemişçesine. Daha sonra Meursault işlediği bir suçtan ötürü yargılanıyor. Mahkeme boyunca işlediği suçtan ziyade annesinin ölümüne verdiği tepki konuşuluyor. Meursault bunum nedenini sorguluyor. Yargıçlar ise annesinin ölümüne hiç tepki vermeyen bir insanın çok büyük bir rahatlıkla her türlü suçu işleyebileceğini söyleyerek açıklıyorlar bu durumu. Ama zaten Meursault hiçbir zaman işlediği suçu reddetmedi ki, sadece umurunda değil. Yeterince hiçbir şeyi umursamıyor, hiçbir şey umurunda değil onun, ona hiçbir şey fark etmez gibi sanki. Tabii mahkeme sonucu Meursault idam cezasına çarptırılıyor. Cezayı aşdıktan sonra da Meursault’un yaşadığı içsel sıkıntıları ve hesaplaşmaları ile okuyoruz. İnsanın önce kendine sonra çevresine en sonunda da neredeyse her şeye yabancılaşmasını çok başarılı bir şekilde okuyoruz kitapta. Camus tekrar tekrar şans vereceğim bir yazar.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2021113bin okunma