112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kuşkusuz kitabın en etkileyici cümlesinden biri "bana bir önyargı verin dünyayı yerinden oynatayım." cümlesidir. Toplumun insanlarla ilgili söylentiler karşısındaki sorgulamadan inanan tavırlarını anlatır kitap, kitabın sonuna doğru cinayetini ayrıntılarını okuduğunuzda midenin yumruk yemiş gibi oluyorsunuz..
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202157 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Hiç Kimsenin Dur Demediği Namus Cinayeti
Marquez'in gerçek bir cinayet hadisesinin üzerinden yazdığı "Kırmızı Pazartesi" isimli eseri bir namus cinayetini konu ediyor. Kitabın daha ilk satırlarında baş karakter Santiago Nasar'ın öleceğini öğreniyoruz ancak kitapta cinayetin oluşundan çok halkın olanlara karşı tavırları eleştirel bir biçimde ele alınıyor. İşleneceği kesin bir cinayet ancak kimse bu durumu değiştirmek için bir şey yapmıyor. Okurken bu durumdan çok etkilenmiştim. Öyle ki kitabı okurken hikayenin içine girip Santiago'yu kurtarmak istedim. Demek istediğim yazar okuruna yaşanılan o çaresizliği çok iyi hissettiriyor. Kitap çok akıcı ve heyecanlı ilerliyor. Okuduktan sonra uzun süre etkisinden çıkarmayacağınız bir kitap olacağına eminim. --Bana bir önyargı verin dünyayı yerinden oynatayım. Kitapla kalın.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202157 okunma
Reklam
112 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Konu namus meselesi... Marquez işlenen bir cinayetten öte, bir toplumun cinayete karşı bakış açısını ve tutumunu yansıtıyor. Eleştirilen iki temel toplumsal konu var. Birincisi Vicario kardeşlerin, namuslarını kirlettiği düşüncesiyle Santiago Nasar'ı öldürürken gurur içinde olmaları, göğüslerini gererek gerekeni yaptıklarını düşünmeleri ve toplumun bunu doğru, gerekli kabul etmesi, cinayete müdahale etmemesi. Cinayeti işleyen ikiz kardeşlerin ve içinde yaşadıkları toplumun konuya yaklaşımını şu alıntıda görebilirsiniz. 《"Onu bilinçli olarak öldürdük," demişti Pedro Vicario, "ama biz masumuz." "Belki Tanrı katında öylesinizdir," demişti Peder Amador. "Tanrı katında da, insanların gözünde de," demişti Pablo Vicario da. "Bu bir namus sorunuydu."》 Bu durum bizim toplumumuzdaki bakış açısına da fazlasıyla benziyor. Eleştirilen ikinci önemli husus ise, toplum içerisinde, adı kötüye çıkmış, kötü anılan bir insana karşı oluşturulan "önyargı" durumu. Toplum böyle insanlara her kötülüğü yakıştırır, o insanda farklı kötülükler yapacak bir potansiyel görür. Neticede o yapmasa bile, toplum yaptı der. Bana göre kitabın en çarpıcı cümlesi de yine bu önyargıyla ilgilidir. 《Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.》 Marquez bu olayı anlatırken toplumdaki etnik ayrışma üzerinde de kısmen duruyor. Şahsen Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık eserini daha çok beğendiğimi belirtiyor, iyi okumalar diliyorum.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202157 okunma
65 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Spoiler yeməyəcəyiniz yeganə roman Tam da belə. Bir cinayət romanı düşünün ki, nə qatili, nə qurbanı, nə səbəbləri axtarırsınız. Elədir, çünki Marquez detektiv ya da triller roman yazmırdı. O məhz toplumun xarakterinin fərqli cəhətlərini üzümüzə vuran bir əsər yazırdı. Bir qız bakirə çıxmayıbsa, mütləq qan tökülməlidir. Bəli, qan o şəkildə
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202157 okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İşleneceğini herkesin bildiği ama kimsenin kılını kıpırdatmadığı bir cinayet. Genelde spoiler yemekten korkarız, spoiler yememek için insanlardan kaçarız (tabi sevenler de var) ama bu kitapta en büyük spoiler baştan verilmişti. Kitabın etrafında döndüğü karakterin öldürüldüğü en baştan söyleniyor bize. Aslında bu mahkemede başlayan ve mahkemede
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202157 okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Konu namus meselesi... Marquez işlenen bir cinayetten öte, bir toplumun cinayete karşı bakış açısını ve tutumunu yansıtıyor. Eleştirilen iki temel toplumsal konu var. Birincisi Vicario kardeşlerin, namuslarını kirlettiği düşüncesiyle Santiago Nasar'ı öldürürken gurur içinde olmaları, göğüslerini gererek gerekeni yaptıklarını düşünmeleri ve toplumun bunu doğru, gerekli kabul etmesi, cinayete müdahale etmemesi. Cinayeti işleyen ikiz kardeşlerin ve içinde yaşadıkları toplumun konuya yaklaşımını şu alıntıda görebilirsiniz. 《"Onu bilinçli olarak öldürdük," demişti Pedro Vicario, "ama biz masumuz." "Belki Tanrı katında öylesinizdir," demişti Peder Amador. "Tanrı katında da, insanların gözünde de," demişti Pablo Vicario da. "Bu bir namus sorunuydu."》 Bu durum bizim toplumumuzdaki bakış açısına da fazlasıyla benziyor. Eleştirilen ikinci önemli husus ise, toplum içerisinde, adı kötüye çıkmış, kötü anılan bir insana karşı oluşturulan "önyargı" durumu. Toplum böyle insanlara her kötülüğü yakıştırır, o insanda farklı kötülükler yapacak bir potansiyel görür. Neticede o yapmasa bile, toplum yaptı der. Bana göre kitabın en çarpıcı cümlesi de yine bu önyargıyla ilgilidir. 《Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım.》 Marquez bu olayı anlatırken toplumdaki etnik ayrışma üzerinde de kısmen duruyor. Şahsen Marquez'in Yüzyıllık Yalnızlık eserini daha çok beğendiğimi belirtiyor, iyi okumalar diliyorum.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202157 okunma
Reklam
166 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.