Geçtiğimiz yılın son gününde bir yılbaşı hediyesi olarak daha 2 gün önce tanıştığım bir edebiyat öğretmeninin hediyesiydi bu kitap. Zaman içinde bir sıraya koymuştum biraz geç oldu ama İskandinav kokusunu hissedeceğiniz bir anlatım. Pastoral düşünce tarzını bence güzel yansıtmış yazar. Doğanın ve hayatın ince detaylarını çocukluk özlemiyle birleştiren Per Petterson, daha bu yaz trajik şekilde kaybettiğim çocukluk arkadaşımı bana öylesine derinden hatırlattı ki, o anları tekrar yaşamamak mümkün değildi...
.
.
.
.
Doğada vakit geçirmenin ne demek olduğunu bilen birisi olarak bu kitaptan aldığım şeyler, yaşam felsefemi pekiştiren şeyler oldu genel olarak. Baba oğul ilişkisi anlatımı hoşuma gitti. 1999 senesinde 60'lı yaşlarında kabuğuna çekilen Trond, daha sarsıcı bir gerçekle karşılaşmazdı...
.
.
.
Sonuç olarak babasını, hayatının merkezine alıp tüm anılarını şekillendiren adam rolünü ona verse de, gönderdiği 3 kuruş paranın üzerinde yarattığı şok ve annesinin bu durumu değerlendirip paranın yarısıyla satın aldığı bir takım elbiseye tav olan Trond, İsveç sokaklarında hayallere dalıyor. Teşekkürler Per güzel kitaptı..