"..Otur yanı başıma bilerek yanıldığım,
Zayıflığım benim, bayramlık sevincim.
Otur yakınıma, otur yalnızlığıma…
Yalan bile olsa,
yanlış bile,
suç bile.."
BU GECE
Elimizi semaya, güğsümüzü Hüda'ya açalım
Yıldızlar dökülsün bu gece kalbimize
Ve hikmet sağanağıyla sırılsıklam olmuş beynimize
Artık uslan diyelim..
Ve hiç giymediğimiz bayramlık ridamızı giyelim
Bir teşehhüd miktarı bu gece, nurdan adamların ülkesine gidelim
Ab-ı hayattan nehirler aksın içimize
İçimizde bir deniz biriksin bu gece
İçimizde bir deniz derinlikleri ne kadar asude
Kumsalları ne kadar sessiz
Ve suya hasret ruhumuza artık yüz diyelim
Ve hiç tutmadığımız nefesimizi tutalım
İki soluk arası bu gece, derinlerde cenneti bulalım
Perdeler aralansın gözümüze
Beyt-i Mamur çalkalansın bu gece
Ve arştan arza hece hece
Alaca atlarla süvariler insin bu gece
Ve içimizde kök salan pir-i fani gence artık yaşlan diyelim
Ve hiç bilmediğimiz yanımızı bilelim
Bir gözyaşı serinliğinde bu gece
Gök kapılarının gıcırtısını dinleyelim...
(Yasin Pişgin)
İlk kim dedi "bayramlarda el öpmeyin, el öpmek geriliktir, tokalaşın" diye? Ve ilk kim inandı?
İlk kim "aman hastalık bulaşıyor, dikkat çok sarılmayın bayramlarda" dedi ve ilk kim buna itibar etti?
İlk kim "bayramlar tatildir, güneye inelim" dedi, ilk hangi araba yolunu memleketten sahile çevirdi?
İlk hangi evde