Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Türbelerin aşağısında bir yerde türküler söyleniyor halay çekiliyor.Herkes coşmuş bayramlık elbiselerini giymişlerdi.Gür sesleri dağı doldururlardı.Mescidin içini dervişler ve şeyhler dizilmişler.Ayin başladı. Derviş Ali Kürtçe ilahi söyle meye başladı.Söyledikçe gür sesiyle coşuyordu.Dervişin önünde diz çökmüş kalabalık vardı.Kalabalık hafiften titremeye başladı.Yanık ilahi durmuyor,ağlıyor,bitiyor,ölüyor,ölürken diriliyor.Kalabalıktan yavaş yavaş “Allah Allah sesleri geliyor.Titreyenler çoğaldı.En çok titreyenler mollalar. on yaşla on beş yaş arasında.Derviş Aliye doğru yürüyüş .Derviş Aliye üşüşüyorlar bu arada birbirlerine eziyorlar,birbirinin üzerinden öteye atlayanlar var.
Sayfa 46 - YkyKitabı okuyor
Seni tam bulduğum anda yitirmenin korkusu Tam yitirdiğim anda bulmanın sevinci, Seni treni kalkan bir yolcunun telaşı, Seni ilk öyküsünü bitiren genç bir yazarın hevesi Seni kayaları parçalayarak akan bir ırmağın deliliği, Seni güneşin tembel bakışları altında Uzanan başakların dinginliği, Seni bayramlık için para biriktiren Küçük bir çırağın sabırsızlığı, Seni bilmem hangi zalim kurşunun Kırdığı kanadına söz geçiremeyen Göçmen kuşun çaresizliği, Seni zorlu yıllardan sonra karşılaşan Kavga arkadaşlarının neşesiyle, Batarak kirpiklerime kadar gümüşten denizlere Vur emriyle aranan bir kaçakmışsın gibi Taşırım can evimin en saklı yerinde...
Reklam
“Selefiniz Leopold Leopoldoviç hakkında bir şeyler dinlemek ister misiniz?” diye sordu sağlık memuru ve Anna Nikolayevna’ya kibarca bir sigara uzattı, sonra kendisi de bir tane yaktı. “Harikulade bir doktordu!” dedi Pelageya İvanovna heyecanla parlayan gözleriyle tatlı tatlı yanan ateşe bakarken. Sahte taşlarla süslü bayramlık tarağı siyah
Akıl bende de var, asıl lazım olan yaşama kudreti. Onu da kimsenin bayramlık şeker gibi ikram ettiği yok.
Hatırlamak ,bayramlık elbiselerde leke bırakır.Oysa her şeyi unutmak kabildir.İyidir unutmak,göz temizliğidir.
Sayfa 249Kitabı okudu
Otur yanıbaşıma bilerek yanıldığım, Zayıflığım benim, bayramlık sevincim. Otur yakınıma, otur yalnızlığıma…
Reklam
ye kürküm ye
Hoca davet edildiği düğün ziyafetine gündelik elbiseleri ile gidince kimse kendine aldırış etmemiş. Ne buyur diyen var, ne otur diyen. Canı sıkılmış Hocanın. Bir koşu evine dönüp bayramlık kürkünü geçirmiş sırtına. Düğün yerine gelmiş. Onu kürküyle görünce büyük bir saygı göstermişler. Baş köşeye oturtmuşlar. Önüne tabak tabak yemekler sıralamışlar. Hoca kürkünün ucundan tutup çorba tasına daldırmış birden. “Ye kürküm ye... “ demeye başlamış. Şaşırıp sormuşlar: “Ne yapıyorsun Hoca Efendi, kürk yemek yer mi hiç?” Hoca cevabını vermiş sorunun: “Madem ki bütün saygı ve ikram kürküme yapılmıştır. Öyleyse yemeği de o yesin!”
...Komşumuzun kızı Nazlı, güzel mavi elbisesini gösterip "Hani senin bayramlığın, yok mu? Sen de göstersene!" dediğinde içten içe üzülmüş ama "Benim o kadar çok elbisem var ki bayramlık almaya gerek yok." demiştim.
Ramazanin ilk günlerini heyecanla karşılayıp, henüz onun bayramı gelmeden yarıda bırakıvermek, hız kesmek, ibadetleri ve kaçınılması gereken şeyleri sulandırmak en azından başlamak ama bitirememektir. Son günlerinde gevşemek, alışveriş gibi bir maksatla bile olsa, şeytanın en keskin tuzaklarının kurulu olduğu çarşılarda o mübarek saatleri tüketmek daha sonra esef edilecek hatalardır. Çocuklar için bayramlık adı altında büyüklerin bayramı harcanır mı? Sonu başından değerlidir; sevap deryası sonundadır! Bunun için son on gününü ilk on gününden daha heyecanlı ve daha umutlu geçirmek esastır. Ne bayram alışverişine, ne de geziye feda edilebilecek bir tek saat olmamalıdır. Her gecesi yeni bir umut, her sabahı yeni bir güneş vaktidir. İlk gününe göre son demlerinde heyecan kaybını, içimizi istila eden günahlardan arınamamışlığımızın Ramazana etkisi olarak anlayabiliriz.
Akıl bende de var, asıl lazım olan yaşama kudreti. Onu da kimsenin bayramlık şeker gibi ikram ettiği yok. Hem bu akıl işi fazla abartılıyor. Ben aklımı kullandım da ne oldu? Yıllarca kafamın içinde kavgaya tutuşup durdum insanlarla. Abuk sabuk diyaloglar yazıp inandım.
Reklam
Fitre sadakası, Ramazan Bayramının birinci günü fecrin doğuşundan itibaren her Müslümana vacib olursa da, bundan önce ve bundan daha sonra da verilebilir. Önceden verilmesiyle fakirler bayramlık ihtiyaçlarını gidermiş olurlar.
Sayfa 81 - Kutup Yıldızı Yayınları, 1. Baskı, Ağustos 2007Kitabı okudu
''...kendisinde istidat bulunan kimse ruhen herkesten temiz olmalıdır. Başkalarının bütün kusurlarına göz yumulduğu halde bunun kusurlarına yumulmaz. Şık bir bayramlık elbise ile sokağa çıkan adamın elbisesi, yoldan geçen bir arabanın tekerleğinden sıçrayan bir çamurla kirlendiği zaman herkes parmakla o adamı gösterir; onun kirliliğinden bahseder. Halbuki aynı insanlar gündelik elbiselerini giymiş kimselerin üzerindeki lekelerin farkında bile olmazlar. Çünkü gündelik elbiselerin üstündeki lekeler görünmez.''
Sayfa 105 - Toplumsal Dönüşüm YayınlarıKitabı okudu
Cumhuriyet'in kültür politikası, bayramlık elbiseye benzer. Kültür törenlerde giyilen, bizi biraz sıkan bir şeydir. Gene de bayramlık elbisesi olmayanları aşağılamaya yaradığı için bir faydası vardır. Aslında herkes bayramlıklarla değil, sıradan elbiselerle rahat eder. Onu da kültürsüz bulurlar. Bu yüzden kültürsüzlüğün bir rahatlık, tabii bir hal olduğunu aslında hepimiz içimizden biliriz.
Sayfa 246Kitabı okudu
Demek ki, Allah’ın insanlar arasına sonsuzluğun büyük günlerinde gönderdiği bayramlık ruhlar var. Bu ruhları yalnız bizim sevgimiz görüp tanıyabilir. Yalnız sevgimiz onları izleyebilir. Çünkü bunlar, hiçbir şeye benzememekle birlikte, her şeyde görünebilirler, hatta bir ahırın hayvanlarında bile.
910 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.