Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Beyza Nur Keskin

Ama her zaman gizli gizli içti sigarayı, kocasından, çocuklarından bile; yalnızca bir kadının herkesin içinde sigara içmesi kötü gözle görüldüğü için değil, sigarayı içmekten aldığı tadı gizliliğe bağladığı için.
Reklam
"Zarar vermek ya da vermemek beni ilgilendirmiyor. Başka insanlar beni ilgilendirmiyor, başka kimseyi de. İlgileniyormuş gibi yapıyorlar. Ben rol yapmak istemiyorum. Ben özgür olmak istiyorum!"
Sayfa 190Kitabı okudu
"Şu eski ikiyüzlülük. Yaşam bir kavgadır ve en güçlü olan kazanır. Uygarlığın tek yaptığı güzel sözlerle kanı ve nefreti gizlemek!"
Sayfa 190Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eğer bir şeyi bütün olarak görebilirsen," dedi, "hep güzelmiş gibi görünür. Gezegenler, yaşamlar... Ama yakından bakıldığında bir dünya yalnızca toz ve kayadan oluşur. Günden güne yaşam daha da zorlaşır, yorulursun, ritmi kaçırırsın. Uzaklığı ararsın- ara vermeyi. Dünyanın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu, onu ay gibi görmekten geçiyor. Yaşamın ne güzel olduğunu görmenin yolu ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor."
Sayfa 166Kitabı okudu
Bir hırsız yaratmak için, bir sahip yaratın; suç yaratmak istiyorsanız, yasalar koyun.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Toplumun varlığı gibi Shevek'in mesleği de temel, açıkça kabul edilmeyen bir kar anlaşmasının sürmesine bağlıydı. Karşılıklı bir yardım ve dayanışma ilişkisi değil, sömürüye dayalı bir ilişki, organik değil, mekanik bir ilişki. Temel işlevsizliklerden gerçek bir işlev doğabilir miydi?
Sayfa 106Kitabı okudu
Yalnızlık cinsellik için ne kadar istenecek bir şeyse, fizik için de o kadar istenecek bir şeydi. Ama her şeye rağmen, ille de gerekli miydi?
Sayfa 101Kitabı okudu
Düşüncenin doğasında iletilmek vardır: yazılmak, konuşulmak, gerçekleştirilmek. Düşünce çimen gibidir. ışığı arar, kalabalıkları sever, melezlenmek için can atar, üzerine basıldıkça daha iyi büyür.
"Acı var," dedi Shevek ellerini açarak. "Gerçek. Ona yanlış anlama diyebilirim, ama var olmadığını veya herhangi bir zamanda yok olacağını varsayamam. Acı çekme, yaşamamızın koşulu. Başına geldiği zaman fark ediyorsun. Onun gerçek olduğunu anlıyorsun. Tabii ki, tıpkı toplumsal organizmanın yaptığı gibi, hastalıkları iyileştirmek, açlık ve adaletsizliği önlemek doğru bir şey. Ama hiçbir toplum varolmanın doğasını değiştiremez. Acı çekmeyi önleyemeyiz. Şu acıyı, bu acıyı dindirebiliriz, ama Acı'yı dindiremeyiz. Bir toplum ancak toplumsal acıyı -gereksiz acıyı- dindirebilir. Gerisi kalır.
Bir ırmakta iki kez yıkanamazsın, yeniden eve dönmek de olanak dışıdır. Bunu biliyordu; aslında bu, dünyaya temel bakışıydı. Ama o, bu geçicilik kabulünden dev kuramını geliştirmişti; buna göre en çok değişebilen şey, en derin sonsuzluktu, ırmakla olan ilişkiniz ve ırmağın kendisiyle ve sizle olan ilişkisi de salt bir özdeşlik yokluğundan hem çok daha karmaşık hem de daha güven verici bir şeydi. Genel Zaman Kuramı eve dönmenin mümkün olduğunu söylüyordu, yeter ki evin şu ana dek hiç bulunmadığınız bir yer olduğunu anlayın.
Reklam
Kulaklarında orkestranın sesi değil, ağlamamak için kendinizi sıktığınızda duyduğunuz bir şarkı vardı; daha önce bu şarkı sesini birçok kez duymuştu.
Şimdi o ve çevresindeki bütün yabancılar üstü kapalı bir rampadan aşağıya iniyorlardı, bütün sesler çok yüksekti; sözler duvarlarda yankılanıyordu. Seslerin patırtısı azaldı. Garip bir hava yüzüne çarptı.
Eğer Kimoe kendine saygı duymak için insan ırkının yarısının kendinden aşağı olduğunu düşünmek zorundaysa, kadınlar kendilerine nasıl saygı duyuyorlardı -onlar da erkekleri mi aşağı görüyordu?
Bir kalabalığın öğeleri değil, bir topluluğun üyeleri olduklarından kitle psikolojisiyle hareket etmiyorlardı. Ne kadar insan varsa o kadar değişik duygu vardı.
insan her şeyi unutarak yaşayabilirdi ama her şeyi hatırlayarak yaşayamazdı
Sayfa 305Kitabı okudu
93 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.