Acı
Bir damla gözyaşı süzülürken Gece karanlık dünya sessiz Bir umut arar kalbim titrerken Yarına dair düşünceler kimsesiz Sessizlikte yankılanır içimde Acının sesi duvarları deler Yanlızlık Bir zindan kapıları kilitli Ruhumda fırtına umutlar eser Düşler paramparça birer birer dökülür Bir yıldız kayar dilekler tükenir Hayat bir sis perdesi içinde kaybolur Kendini ararken yollar gizlenir Son bir nefes derin bir iç çekiş Belki de bir veda belki de barış Gözler kapanır düşler serinler Belki bir son Belki de bir başlangıç Bu dünya ağır bu yük taşınmaz Yanlız çığlıklar kalplerde yankılanmaz Bir vedadır Belki belki de kurtuluş Gönül ferahlar belki de sonsuz
Veda
Bazı Vedalar acıtır. Öfkeyle nefret arasında kaldığınız ve bunu inkâr edemediğiniz belki de tam olarak veda olmadığı için acıtır. Yani tam anlamıyla vedalaşmadığınız için acıtır. veda nedir ? Bir parçamı bir daha geri dönmek üzere bırakıyorum. sizce tam tersi olma şansı var mıdır? Demek istediğim ruhunuza denk olmayan -vedaları bile tam anlamıyla bir vuku bulmayan- insan vedalardan kaçar . Arkasına bakmak istemez aslında. İstisnaslar olsa da zannımca bu pek mümkün görülmemekle beraber aslında tüm kalıpların dışında sadece bir veda bile olabilir. Derin anlam çıkarmaya gerek yoktur belki de . İşte bunun gibi basmakalıp fikirlere sığdırdığımız ve bir tür bahane hırkası giydirdiğimiz veda , asıl vedadır. Sözün özü Gülden hanım' ın da söylediği gibi "Sen artık gitmelisin Vakit çok geç olmadan."
Reklam
sonun sonu
Söylemek istediğim şeyler önemli ki duygulanıyorum buradan sevdiklerimi selam gönderiyorum, hayatımda çok şey değişti en basitinden ben mutluyum beni sevenleri seviyorum bir gün olurda veda edemezsem die bu bir vedadır üzülmeyin benim için ve unutmayın beni yalnız bırakmayanların yanındayım, öldükten sonra birisinin arkasından iyi konuşmak veya ağlamak sızlamak kimseyi geri getirmeyecek ağlamayın, öldüğüm gün veya da kendime ait olan toprağa döndüğüm gün bir köy de bir zurna ve davul çalınsın aslında söylenecek pek bir şey yok çünkü bir şeyler anlatıcam die birilerine kendimi çok yordum birilerinin sizi anlamasını beklemeyin siz kendinizi anlıyorsanız her şey tamamdır, birbirinize sarılın yanınızda olanın kıymetini bilin, kimse bilmez son kelimesinin ne olacağını en son kime sarılacağını, her şeyin bir sonu olduğu gibi bu yazınında bir sonu var belki son yazım belki de sona yakın yazım içimden geldi yazdım okuyan olursa tepkiyi sevgi ile göstermesi rica olur sonunda sonu vardır sevin sevilin
(El)Veda olsun İstanbul'a 684
Bu bir elveda olmasa da,derin bir vedadır sana ey İstanbul! Yılların hayalinin en somut adımıyla gidiyorum senden yarım yüzyıllık bir yarım hikâye bırakarak! Artık yarım yüzyıldan sonraki hikâyemizin ilk vaktidir gelen (el)vedasal olan. Özlemek olacak; Canından olanları, Candan olanları, Arkadaş olanları, Dost bildiklerimi, En çokta Annem ve Babam olacaktır özlediğim şüphesiz ama onlar ki alışkanlık sahibidirler [GURBET] dediğimize, bu defa tersinden yaşayacaklar bu olguyu! altyapısı sağlam bir tecrübe ile! Ayrıca kim [GURBET]'e dahil değil ki? Vatanında, Evinde, İşinde, Dünyada. Alışkın olmak ruhumuzda kodlanmış olmalıdır ki [GURBET]'e ondandır kolay uyum sağlamamız. Elveda "kavgaların şehri İSTANBUL" ben sana yenildim! belki de bir maşukun sevgilisine bilerek yenilmesiydi bu bilmiyorum! Ama gidiyorum daha önce [CANAN] için yapacak olduğumu bugün [CAN] için yapmaya. Bana iyi şanslar dile dünyaya YÂR olan,bana ise Ayşen Gruda olan İSTANBUL... Derda Yuşa
YİNE AYLARDAN KASIM Kasım hep bir yaprak dökümüdür içimde. Sağır eden bir sessizlik beynimde. Uzun upuzun yollarda hayal edip, kuru yapraklara basarak ilerledim düşlerimde. Hani kar yağınca o öbek öbek karlar ayağınızın altında ezildiiğinde çıkan ses olur ya, yada kuru yaprakların ayak altında can çekişen cam kırığı sesi gibi her basış umudun,
Hasretin kollarında özlemi katlediyorum, Anılarım haykırıyor, düşlerime inat. Kırık kanatlı bir vüslatın hayaller durağındayım. Bir bulut olsam, gözlerinden yağdırırdım umutları, Gökyüzü olmayı seçtin de, bir tek gecende bıraktın beni. Çılgın dalgalarımdan sıyrılıp, hangi limanlara sığındıysan, Gemilerimi de yaksaydın, küllerim uçurumlardan savrulsaydı... Belki kıyılarından yakalardın senli intiharlarımı. Baygınlığım da senden bana hatıra artık, kalbimin ritmini bozanım. Fermanım senin elindeyken, hangi ipten asayım aşkımın acısını? Yalnızlığına sevdalı sürüyorsun yorgun ömrünü, Kalabalık ediyor kırgınlıklarım yokluğunda sabır dökerken ruhumdan. Bir vedadır yokluğun, ölüm busesi bırakanım zamansız paniklerime.
Kitabsever
Kitabsever
Reklam
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.