Normalde "Nasılsın?" Sorusuna "iyiyim" derdim. Depremden sonra nasılsam onu diyorum. Sormaya cesareti olanın da dinlemeye cesaretinin de olması gerekir. Sadece dinlenmek istiyordum. İçim o kadar dolmuştu ki derste, sağda solda, bir kaldırım taşı üzerinde ağlamaya başladığım anlar oluyordu. Ve bu tamamen benim kontrolümün dışında oluşan bir durumdu. Ben de anlatmaya başladım. Göründüğüm kadar iyi, sanıldığı kadar kötü değilim. Yardım etmek mi istiyorsunuz o zaman beni dinleyin demeye başladım.
Evet, asla yaşadıklarımızı tamamen anlatamam, anlatırken ağlamaya başladığım anlar da oldu. Çünkü anlatılamayan acı ağlatır.
Bu sürede de hiç tanımadığım, varlığından bile haberdar olmadığım ama beni düşünen insanlar tanıdım. Tabii o kadar toz pembe değil kötü muamale gösteren insanlar da oldu ama kötü kendine kötü arkama atıp devam ettim yoluma bana, yaşadıklarıma saygı duyan insanlarla.
Ve şu anda benim muhabbete dalıp çay soğutuğum birçok arkadaşım var.
Önceden yardıma ihtiyacım olmadığını her şeyi kendi başıma yapmaya çalışan bir insandan bana "Yardım eder misin?" Diyebilmeyi öğrendim. Hayat ne getirir bilmiyorum ama yaşanılan her imtihan kulun ders alması için... Zor bir süreçti ama bunun mükâfatını da gördüm elhamdülillah.