Kan vardır çünkü hamurunda iktidarın ve onu elinde tutmak isteyen, her an kan dökmeye hazır olmalıdır.
Evrensel Basım Yayın
İnsan babasının adını ilk kimden duyduğunu hiç anımsayabilir mi?
Evrensel Basım Yayın
Senin ilacın sende. Ama sen bunu bilmezsin. Ve senin hastalığın da sende; ama sen bunu görmezsin. Sen, kendin, yüceler yücesi bir kitapsın; harfleri kapalı olan açan bir kitap. Sana dışardan hiçbir şey gerek değil. Çünkü yüreğinde bütün bir evren var senin. Ama sen kendini bir minik kum taneciği gibi görürsün.
Evrensel Basım Yayın
Eğer söz konusu egemenlikse, yurt, din, iman, tanrı yasaları, insan yasaları... hiçbirinin önemi yoktu.
Evrensel Basım Yayın
Dost olsun, düşman olsun, gavur olsun, Müslüman olsun, beyler her yerde, her zaman bey olarak kalıyordu.
Evrensel Basım Yayın
Duygularını paylaşan kimse bulunmadığında, insanın kendi haklılığına inanması da zor oluyor.
Evrensel Basım Yayın
Akşemseddin Edirne' ye geldiğinde gepgençti.
– Şeyhim! Kölen Akşemseddin' i yanına öğrenci olarak alma lütfunu esirgeme! diyerek ayaklarına kapanmıştı.
Bedreddin kendisini yerden kaldırarak:
– Ne ben şeyhim, ne de sen kölesin demişti. Hakikat karşısında hepimiz eşitiz.
Evrensel Basım Yayın
Bilirdi ki iktidar demek, yalan demekti, baskı demekti. Ama Musa Çelebi' nin önerisini biraz düşündükten sonra kabul etmişti. Şu adil hükümdar, biricik umuduydu. Umutsa, cellatların en sadık yardakçısıydı: Senin de duymak istediğin en gönül çelici sözleri fısıldar ve böylece seni cellat kütüğüne sürüklerdi. İşte Musa Çelebi de canından olmuş, tahta kardeş katili Mehmed Çelebi geçmişti. Kendisiyse hükümdardan bütün umutlarını kesmiş olarak, bir yılı aşkın bir süredir İznik' te sürgündeydi.
Hiçbir şeyi değiştirebilecek gücü olmadan her şeyi bilmek, anlamak ve dünyanın çılgınlığını seyretmek.
Evrensel Basım Yayın
Tartıştığı tek kişi Mevlana değildi. Planton' la, Aristo' yla, Farabi' yle, İbni Sina' yla da tartışırdı. Tartışacaksa, düşünceleriyle yüzyılların ötesini kucaklayabilmiş olanlarla tartışırdı.
Evrensel Basım Yayın
Baskı iktidarı, iktidar zenginliği getiriyor, zenginlikse baskının daha da artmasına katkıda bulunuyordu.
Evrensel Basım Yayın
Kenti ele geçiren her fatih, kimi Zeus, kimi İsa, kimi de Muhammed adına adalet ve kurtuluş vaat etmişti.
Evrensel Basım Yayın
Düşünce biçimleri şu: Mal mülk edinmek hor görülecek bir şey midir? Evet. Öyleyse tükür gitsin malına da mülküne de! Sabahtan akşama en ağır koşullarda çalışmak nefret edilecek bir şey midir? Evet. Öyleyse bırak çalışmayı, doğru dağlara! Yasaklar artık kabak tadı mı vermeye başladı? Evet. Öyleyse esrar çek, şarap iç, ne ki yasak, onu yap.
Bende Halimce Bedreddinem
Radi Fiş
Ağlama, Mecnun. Hakikat bizimle! Vasiyetimdir: Bedenimi, şu bakırcılar çarşısı yakınında bir yere gömün... Ama beni kara toprakta değil, hakikati anlamış insanların yüreklerinde arayın!