Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hallâc'ın aksine...
Ibnu'l-Arabi öte yandan ne (bu anlamda) bir olmayı, ne mezcolmayı, ne de hulûlü kabul eder. O, ikisi arasındaki farkı daima katı ve berrak bir şekilde zihninde muhafaza ederek, ya Bir Hakikat'den ya da Hakikat'in iki manzarasından bahseder. Aynı zamanda Hallâc'ın hulûl nazariyesini reddetmeye yöneldiği bir manzûmesinde, Hallâc'ın Ene'l-Hakkına da kapalı bir şekilde dokunur. Diyor ki: "Ben Hak'kın kendisi değil, O'nun sırrıyım (ene sırru'l-Hakk mâ'l-Hakku ene)" sır burada içerisinde Hakkın gizlendiği Halkın (Görülen Alemin) manzarasıdır; ikisi daima oradadır ve biri diğeri olur demenin hiç bir anlamı yoktur.
Sayfa 32 - Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi YayınlarıKitabı okudu
" Ben Hakk'ın Kendisi Değil, O'nun Sırrıyım."
« Mevlânâ, Hallâc-ı Mansûr'un ‹ Enelhakk › sözünü, " Soğuk bir demiri ateşe atarsanız, o tıpkı ateşin korları gibi kızarmaya başlar, rengi ve şekli ile muhteşem bir ateş parçası haline gelir. O zaman o demirin hali dili ile: ‹ ben ateşim, ben ateşim › demesi boş değildir; evet ateştir o. İnanmazsan elini sür, onu bir sına!" örneği ile açıklayarak yorumlamaktadır.»
Sayfa 12 - Yort Savul YayınlarıKitabı okudu