Genelev Çiçekçisi
Selim'in cesedi iki gecedir çiçeklerin arasında yatıyordu.
Sırtüstü düşmüştü, çiçeklerin saplarını kesmek için kullandığı bıçak,
kalbine saplanmıştı. Cumartesi gecesi öldürüldüğünü düşünüyorduk.
Katil onu öldürdükten sonra kapıyı
çekip çıkmış olmalıydı.
Araya tatil girince çiçekçi bir gün kapalı kalmış, cesedi bu
MEMLEKET MESELESİ
Olamam çok sevsem de bir aşkın kölesi,
Senin derdin aşk , benimki memleket meselesi.
Olamam çok sevsem de bir aşkın kölesi,
Senin derdin aşk , benimki memleket meselesi
Siyah beyaz filmler belki anlatır beni,
Asabiyim ama bir çocuk ağlatır beni,
Mahçup delikanlıyım yok gönlümün hilesi,
Benim derdim güzelim , memleket
Kur'an-ı Kerim'e dokunmak günah mıdır?
...
Kur’an’a dokunmak günah mıydı gerçekten?.. Değildi elbet. Annesi abdestsiz dokunmanın uygun olmayacağını anlatmak için söylemişti o sözleri mutlaka. Ama o sözler küçük kızın zihnine yerleşti. Şimdi o kız büyümüştür. Kim bilir kaç kitap geçmiştir ellerinden bu güne kadar. Peki, ya onun için Kur’an’a dokunmak hâlâ günahsa?.. Şimdi ve hayatının sonrasında ne zaman elini Kur’an’a uzatacak olsa, içinden annesinin sesine benzeyen bir ses “dokunma kızım, günah” diyorsa… Ya da aslında oldukça sıradan bir hadisedir ve ben fazla abartmışımdır. İnşallah öyledir…
Böyle de bir anım var:
blog.zaman.com.tr/dokunma-kizim-g...
"Bir Anneden Kızına...
Yaşlandığımı gördüğün gün senden sakin olmanı rica ediyorum ama her şeyden önemlisi neler yaşıyor olabileceğim konusunda benimle empati kurmanı rica ediyorum.
Seninle yürüyüşe çıktığımızda tekrar tekrar aynı şeyi söylüyorum ya , bana 'anne daha 5 dakika önce aynı şeyi söylemiştin" deme... Sadece beni dinle...
Küçük
23 Çocuğa Kol Kanat Geren, Hayatı Mücadeleyle Geçmiş Bir Sanatçı: Turgay Tanülkü
1970 döneminde Ulucanlar Cezaevi'nde siyasi nedenlerle hapis yattım, 18 yaşımdaydım. Ve uzun dönem işkence gördüm, çocuğum olamayacak kadar ağır işkence gördüm. Bizim hayatımız hep bir dram. Çok mutlu olan bir kesimden değilim.
Ankara'da liseyi bitirmiştim, hukuk
Yatılı okumak, çok küçük yaşta aileden uzak olmak bana hayatı çok iyi öğretti, çalışmayı, koşturmayı, gerektiğinde az ile yetinmeyi ve sahip olduklarımın kıymetini bilmeyi o zaman öğrendim sanıyorum, iyi ki de bunları yaşamışım ve hayat bana bunları öğretmiş.
Ama babalık işte! Kızım üniversiteye gideceği zaman yurtdışına gitmek istemez diye dua ettim hep, sağ olsun o da istemedi. İstanbul’ da okudu ama bir gün “ben ABD’ye mastır için gideceğim” dediğinde “yok” diyemedim, ama içimde bir burukluk oluştu.
Tam o günlerde anacığım da İstanbul’daydı ve bu konuyu konuşuyorduk, beni durgun görünce sebebini sordu, be de “özleyeceğiz ve nasıl dayanacağız” vs. dedim. Bana dönüp; “Ben seni yatılı okula gönderdiğimde sen 12, ben 38 yaşındaydım ve başka çocuğum da yoktu” deyince birlikte sarılıp ağlamış ve o günleri hatırlamıştım. Ben yaşadım çok iyi oldu ama çocuklarımın yapmasına gönlüm çok da razı olmadı, hala da birçok konuda bu ikilemi yaşıyorum ama onlara engel de olmadım, olmuyorum. Ebeveynlik bu olsa gerek.