“Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin…
Fedakarlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.”
~Nazım Hikmet
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
Nazım hapisteyken Piraye bir mektubunda ona şöyle yazmıştı; "Kendine iyi bak, sakın benden evvel ölme." Bu cümleyle sarsılmıştı. Hem bunun acısını biliyor hem de yeniden yaşama korkusunu taşıyordu. Nazım bu duyguyu şiire döküp altına da ikisinin adını yazmayı düşündü. O da Piraye'den önce ölmek istiyordu satırlarında...
Ben
senden
BEN SENDEN ÖNCE ÖLMEK İSTERİM
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,