Aslında insanlar kendileri için ne kadar sevgi hissederlerse, başkalarına da o kadar çok sevgi verebilir, o kadar az bencil olurlar. Bencil olmak, bir şeyin eksikliğinden ya da kıtlığından kaynaklanır. Çok az sevgiye sahip olanlar, onu kaybetmekten korktukları için veremezler. İçinizde sevgi hissetmezseniz onu başkalarına vermeniz de imkansızdır. Bütün sevgi, içinizde kendinizi severek başlar. Bu kendinize "takılıp kalmak" ya da ben-merkezci olmak anlamına gelmez; sadece kendi içinizde derin, sessiz ve kabullenici sevgiye sahip olmayı ifade eder.
İlişkilerin savaş meydanlarımız olması yerine üniversitelerimiz olması gerekir. Bu üniversitelerin duvarlarının arasında öz saygının ne olduğunu öğreniriz. Kendimizi sevmenin, bencil olmanın tam tersi olduğunu öğreniriz.
İnsanlar, çocukluklarında yaşadıkları duyguların aynısını yeniden yaratma eğilimindedir. Bu duygular her ne kadar tatsız duygular olursa olsun, sırf tanıdık duygular olduğu için yeniden yaratılırlar.