Beni bulun hâlâ kendimdeysem vurun Yeşiline koşmuşumdur bir lambanın akıcı trafiğinde Dört yolların ağzında durmuşumdur bir yol seçemeden Kötüsün diyene sağır kalmışımdır Duymuyormusun diyene kör Deli herhalde diyenin gülmüşümdür aklına Varsa hâlâ bana uzak bir yakınımı bulun Aklındaysam hâlâ beni bulun Hâlâ akıllıysam vurun Beni yaşamak sıktı bende sıkıldım yaşamaktan Akıp giden hayata bakın olaki kapılmışımdır Bir selama kulak verin belki yollanmışımdır Belki deniz vurmuştur beni sahile, dalgalanmışımdırda durulmamışımdır Açıkta kalmışımdır yara almışımdır en açığından Bir akşamın ezan-ı geçmiştir kulaklarımdan Vazgeçip gitmişimdir bütün kul haklarımdan Kolundan tutmuşumdur bir insanın yaşlısından Ne güzel belki bir teşekküre ricayımdır Iyi tarafa bakın bence iyilikten yanayımdır Anlarsanız derdinize bakın belki devayımdır Ardımdan vebalime bakın kesin oradayımdır Ben kötü değilim ama siz iyi olun Beni bulmak için kendinize iyi bakın Ve beni bulun Hâlâ razıysanız kendinizden beni vurun
8015. gün gereksiz uzun bir süre 5000 falan yeterliydi bence. Soğuk bir haziran ayının sonlarına doğru ağlayarak başladığım akıntıda artık ne gülüyor ne de ağlayabiliyorum. Yirmi ikiyi doldururken dönüp arkama baktığımda ölü bir çocuk ve bir sürü yabancı görüyorum. Belki de yabancılardan biri de benimdir belki de daha fazlası. Ölü çocuğun anıları geliyor zaman zaman aklıma, havalar hep koşturup oyun oynamalık. O çocuğu çok seviyorum hep de çok seveceğim. Hep hayran olacağım cesaretine, gücüne, hayallerine... Ve hep içimde kalacak, keşke bir kere gidip başını okşasam, sırtını sıvazlasam, özür dilesem defalarca özür dilesem. Beni affedeceğine eminim çünkü her zaman çok temiz kalpliydi. Arkaya bakarak yaşayamayız. Bu sebeple o çocuğu koruyamamın nefretiyle önümdeki karanlığa bakacağım. Bir ışık arayışında da olmayacağım. Dünya'da sonsuz diye bir şey yok. Karanlığında sonu gelecek. Zaten mutlu son diye bir şeyin olduğuna da inanmıyorum. Mutlu bir insan, sonun gelmesini istemez. Sonun gelmesini bekleyen insan ise zaten hiç mutlu olmamıştır. Ölümün bir başka yaşama açıldığına inanmak hoşuma gitmiyor. Ölüm benim için kapalı bir kapı. Ölüm bana, insanın sırtından yaşamın yükünü almaya çabalayan bir dost gibi geliyor. Eğer bir gün yolunuzu kaybederseniz bir çocuğun gözlerinin içine bakın; çünkü bir çocuğun bir yetişkine öğretebileceği her zaman üç şey vardır: Nedensiz yere mutlu olmak, her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak ve elde etmek istediği şey için var gücüyle savaşmak. Paulho Coelho
Reklam
Gönderinin altındaki yorumlarda bir arkadaş açıklama yapmış (bu primatlara açıklama yapanlar var cidden şaşırıyorum, ineğe örgü öğretmek gibi), neyse yazmış yazmış. Altına cevap vermiş "peki yakalar hakkında ne düşünüyorsun" diye. Okul üniformalarındaki yakalar gayet çekici ve seksi duruyor. Bence gençlerin birbirini tahrik etmesi ve yoldan çıkartmaya daha meyilli olması amacıyla beyaz renk tercih ettiler. Aynı zamanda İsrail'i örnek aldığını sandıkları Cumhuriyet'in ilerleyen zamanlarda kurulacak olan İsrail'in habercisidir belki. Hani Cumhuriyet İsrail'den 25 yıl önce kuruldu ya, İsrail oluştuğunda Atatürk de yoktu... arkadaşlar ben tükendim ya vallahi billahi bakın. Dünya'daki tüm canlılar gelişiyor, kendini ekosisteme uygun hâle getiriyor. Bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyor, eksik özelliklerini birkaç nesil sonra tamamlıyor. Uğraş var en azından ya... bizimkilerde bunlar yok. Bizim insanlarımız maymunlaşıyor. Hani diyorlar ya "Bu maymunlarla ben ortak ataya mı sahibim? Ben bundan mı türedim" diye. Hayır yavrum, ondan falan türemedin. Ortak atan da değil. Sen direkt oradaki maymunsun.
Sözde vatan severler
Şu yaşıma kadar haberlerde bir gün bile kadın cinayeti, taciz hırsızlık gasp kumar gibi çeşitli ahlaksızlık gördüm kimsede aaaa Lazmış, Türkmüş, Kürtmüş, Şii, Sünni demdi tepki göstermedi ama söz konusu bir facıa oldu mu kin kusuyorsunuz. Kim hırsız kim katil kim iyi kim kötü dil din renkle oluyorsa bence bir dönün kendinize bakın..
Geri149
494 öğeden 491 ile 494 arasındakiler gösteriliyor.