Öyle bir kitap yazacağım ki okuyanlar, ne düşündün be Bernhard, içine ata ata ne hale düştün, tuta tuta çatlayacaksın be adam. Çekinme hadi hadi yaz da kurtul şundan; kafanda kura kura kurudun be adam, diyecekler, demiştir diye düşündüm.
Zeyneb, Bernhard bu Bernhard! Yavaş ol, bu nasıl giriş, bu nasıl bir ciddiyetsizlik diyeceksiniz, diye
Beni kendinizden vazgeçirecek noktaya getirdiğiniz için teşekkür ederim tüm yaşanmışlıkları bir çırpıda silebilicek duruma getirdiğiniz için. Çünkü o noktaya gelmemek için ne kadar direndiğimi ben bilirim. Siz verdiğim değeri, çabaları hiçe sayarsanız bende yaşanmışlıklara acımam
Beni kendinizden vazgeçirecek noktaya getirdiğiniz için teşekkür ederim tüm yaşanmışlıkları bir çırpıda silebilecek duruma getirdiğiniz için.Çünkü o noktaya gelmemek için ne kadar direndiğimi ben bilirim. Siz verdiğim değeri,çabaları hiçe sayarsanız bende yaşanmışlıklara acımam.
“Neee? Dünyaya acıyor musunuz? Dünya güçlü bir varlıktır. Ona niçin acıyorsunuz ki?”
“Dünya’nın kendisine acımıyorum. Onun güçlü bir varlık olduğunun bilincindeyim. Benim acımam, dünyanın susuz kalmış varlıklarınadır. Susuz ağaçlar, ekinler, çimenler, çiçekler acıma duygusu uyandırırlar bende. Sararmış yapraklar, otlar görünce yüreğim burkulur. Susuzluk, yeryüzü bitkilerin de sarılık Üretir. Bitkiye en yakışan renk yeşildir oysa. Susuz kalan, susuzluk çeken yerleri topa tutmak isterim. Benim toplarım sudandır. Toplarıma,” damla”der dünyalılar. Damlalarımın birlikte yere dökülüşü” yağmur”olarak adlandırılmıştır.
Bunlar sana son sözlerim...
Kabuk düşünce yaranın bir hükmü kalmazmış. Şimdi hükümsüz bir acısın bende. Kimin gözlerine güldüysen artık ona ağla. Ona üşü, ona üzül…
Ben bir daha acımam sana…
Ezgin Kılıç
Başka Bir Gökyüzüne İnanmak, Ezgin Kılıç
Acımam !
Bana acımadıkları için, bende acımıyorum! Acımam, çünkü şerefim çamura bulanırken evimde bedduayı da, her türlü laneti de hak etmiş ahlaksız kızımı korumak için komplolar hazırlanıyor!